Efeler taburu: Hayalet mi gerçek mi?

Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da operasyon yapan bir birlik “Efeler taburu” olarak adlandırılıyor. Ancak yaptıkları tartışmalı. Vatandaşlar ve kimi siyasiler birliklerin örtülü operasyonlar yaptığını belirtirken, komutanları iddiaları yalanlıyor: Tamamen legal!
null
Tempo dergisinin bu haftaki sayısında terörle mücadele çerçevesinde oluşturulmuş bir birim ele alındı. Ancak birimle ilgili iki farklı görüş var. Bunlardan biri birimin örtülü operasyonlar yaptığını ileri sürerken diğeri kuruluşun tamamen kanun çerçevesinde hareket ettiğini iddia ediyor.

Birimle ilgili olumsuz görüşleri dile getiren CHP milletvekili Esat Canan. Canan, bölge halkının iddialarına yer vererek, “Efeler taburundan bir grup geceleri köy baskınları gibi, köy yakınlarında pusu kurar gibi şeyler yapıyorlar” diyor.

Kamuoyunda ilk kez dile getirilen bu birlik gerçekten var mı? Emekli Tümgeneral Alaattin Parmaksız, Hakkari’de görev yaptığı sırada yürüttüğü önemli operasyonlarda Efeler taburunun kendisine bağlı olarak çalıştığını belirtiyor. Parmaksız’a göre tabur daha çok astsubay ve uzman çavuşlardan oluşan özel bir birlik. Terörle mücadelede önemli başarılara imza atmışlar…

“Efeler taburu: Hayalet mi gerçek mi?” için 119 yorum

  1. efeler tamamen legal yasal birliktir işide yasal olmayan terör ve bölücü faliyetlere müdahale etmektir, o vekil efelerin terörle mücadelede hangi operasyonunu illegal görmüş acaba, önce aynaya baksın ve kirli görüşlerini kontröl etsin.yasal olmayan satılmış beynidir.efeler taburunun varlığı türkiyenin onurudur akıllı olsun.

  2. efeler ve onun gibi birlikler ve diğerleri vatanı karşılıksız sevenlerden oluşur bir takım kendini bilmez insanlar gündem meşkul ederken o vatan evlatları kahramanlıkları ile gündem yaratır tamamen legal bir kuruluştur gereksiz ipsiz sapsız insanları vekil diye getirip onlara oy verenlerde kabahat onların bildiği tek gerçek o yumuşak popolarını koltuğa çakıp anca lak lak yapmak asıl gerçeklerle yüzleşip ekmek yedikleri çanağı kirletmesinler yoksa bir gün bu memleketin ekmeğini yiyip ihanet edenler o yedikleri yerden kurşunu yerler allah yardımcınız olsun daima yanınızdayız üçbeşçapulcunun sözü canınızı sıkmasın

  3. allah yar ve yardımcınız olsun siz ve sizler gibi abilerimiz oldukca zaten rahattık, sayenizde; ama şimdi daha rahatız allah hepinizi korusun…..

    1. efeler taburu var şahsen ben gittim ama orası sadece bir harabeyi andırıyor. tamam bordo bereliler de ama bu dağlıcaya yardım ediyorlar anlamına gelmiyor. tabii ki,

  4. Sevgili Alaaddin!
    Dünyada bugüne kadar yasal olarak kabul edilen bir terör örgütü görülmedi…Bunu bir düzeltelim…Ayrıca Malatyada ki tıkanan lağamları temizleyen İtfaiye mensublarıda bu ülkenin onurudur…Bir şeyin şerefli olarak kabul edilmesi için o işin silah ile yapılmasına gerek yoktur…

    Sevgili Efe:
    Dünya görüşümüz ne olursa olsun, sevmeyi ve sevilmeyi salt militarist bir bakışa indirgeyerek hareket etmeyelim..Artık şu bakıştan kurtulalım…”Bu toprakları sadece şu tarz hareket edersen sevebilirsin vs…vs…” Bence Behice Boranlı TİP mensupları ve sevenleri de MHP, Milli Nizam, Demokrat Parti, Chp vs. mensubiyete sahip insanlarda aynı oranda ülkelerini seviyorlar…Bu bakış bence sakat bir bakış…Şimdi senin bakışını kabul edersek senin bakış açına sahip olmayan insanların bu ülkede koyun otlatmasına bile gerek kalmaz anlamı çıkar ki buda çok tehlikeli sulara bizi çeker..

    AYRICA artık şunu içimize iyice yerleştirelim…Türkiyede her ne olursa olsun ülkeyi halkın seçtiği insanlar yönetmelidir…Bunun dışındaki görüşler yüce halkımıza hakarettir…Evet burda bazı temsil sorunları, kaliteli insan sorunları elbette zuhur edecektir…Ama elimizi vicdanımıza koyalım şimdi…Ülkemizin hangi kurumunda ve sosyal yaşamımızda biz sahici kurumlar kurabildik…Maclisimiz ki bence o bizim şerefimizdir; bizim aynamızdır…Biz kendimize neyi layık görüyor isek meclisimizde o yansıyacaktır…Bunun dışında seçilen vekillerin şahsında milli iradeye hakaret etmeyelim…Kendi ayağımıza kurşun sıkmış oluruz…

    Türkiyede bilinçli bir pskolojik savaş yapılıyor…Minareyi çalanlar kılıfını uydurmaya çabalıyorlar..

    NOT: Bu yorum Efeler Taburu bağlamında yapılmamıştır…Yapılan yorumlardaki tutarsızlıklar üzerine yapılmıştır…

  5. BU ÜLKENİN ÇAKALLARI

    ÖNCE DEĞERLİ KORKUT KOMUTANIN ŞAHSİYETİNİ İNANILMAZ ZEDELEDİNİZ BUNA ADALET DEDİNİZ..SONRA ANASI 40 ADAMLI KANCIK APO’YU ALIP İMRALIDA TATİLE GÖNDERDİNİZ TÜM BUNLARI GÖREN VATANSEVERLER NE YAPACAKTI SİZE KARŞI; SİZİN SAVUNMADIĞINIZ KAHBECE PAZARLADIĞINIZ VATAN TOPRAĞINI HERZAMANKİ GİBİ KENDİLERİ KORUYACAKTI..BU VATANA İHAETİ KENDİLERİNE BORÇ BİLEN ŞEREFSİZ ADİ KANCIK KANI KAHBELER ELİNİZDE DÜNYADAKİ HANGİ CAN ALAN SİLAHLARA SAHİPSENİZ BİZİM TEKBİR NEFERİMİZ ÇELİK GİBİ SİNESİYLE ŞEHADETİ YÜREĞİYLE KUCAKLAR SİZİN GİBİ KANSIZ KÖPEKLERİDE PİÇ DEDELERİ GİBİ HAK ETTİĞİ LOGAR ÇUKURUNA KAPATIR..

    BU ÜLKENİN ÖZ EVLATLARININ HER BİRİ EFE HER BİRİ KEMALİN ASKERİ HANGİ GÜÇ KENDİNE GÜVENİYORSA HODRİ MEYDAN EZİP GEÇMEYEN BU DÜNYADAKİ EN ADİ KANSIZ OLSUN KAÇANDA NAĞMERT OĞLU NAĞMERT OLSUN

  6. O YORUMLARA CEVAP VERME ZORUNLULUĞU HİSSETMİŞ DUYARLI ARKADAŞIMIZA Bİ SORALIM RAHATSIZ OLDUĞU KONU NEYMİŞ NEDEN CEVAP VERME GEREĞİ HİSSETMİŞ ACABA, AYRICA MALATYADAKİ TIKANMIŞ LAĞIMLARI TEMİZLEYEN İTFAİYE GÖREVLİLERİ BU ÜLKENİN ONURUDUR TABİ DAĞDAKİ ÇAKALLARI DA İTFAİYE HORTUMUYLA TEMİZLEYEMEYİZ YA SİLAHLA TEMİZLİYİCEZ ELBETTE BUNDAN NEDEN RAHATSIZLIK DUYDUNUZ,BİZİM KURTLARLA KARDEŞLİĞİMİZ VAR,SİZİN ÇAKALLARLA Bİ AKRABALIĞINIZ VARMI VARSA BİLELİM,O VEKİLE DE MOR DAĞLARDAN SELAM OLSUN.

  7. neden bu ülke için canlarını ortaya koyan insanlara bu tür suçlamalar yöneltilir hele hele bu ülkenin vekili sayın vekil sen rahat rahat evinde otururken onlar dağlarda senin vatanına göz koymuş kansızlarla yeri geldiğinde göğüs göğüse çarpışıyor fazla değil onlarla beraber bir gün arazi de kalsana.duyarlı arkadaşım komagene sen neyin savunmasını yapıyorsun kimi gerçi alaaddin arkadaşım sana gerekli cevabı vermiş bu vatanın ekmeğini yiyip de bu vatana ihanet eden er geç cezasını bulur gerek silahla gereksede itfaiye hortumuyla sen canını sıkma TOPRAK İSTEYENE TOPRAK VERİLİR AMA YERİN İKİ METRE ALTINDA.EFELER de bu toprağı veriyor o hainlere.ALLAH HEPSİNİ KORUSUN.diğer özel harekat taburlarını ve tüm mehmet çiğimizi korusun RABBİM.

  8. Efeler türk silahli kuvvetlerinin gözbebegidir onlar hiç birşeyden korkmaz vatani için canlarini seve seve verir nitekimde verdiler efeler hakinda bu iddialari ortayya atanlara bakalim ESAT CANAN bu şahsiyeti yarasi ne efeler neye engel olduki . Efeler daha önce diyarbakir da idi çoksayida teröris ti hakindan geldiler 1998 de yüksekovaya taşindilar orda yol aramasi ve ilçe etrafida görev aldilar gelelim zurnanin zirt dedigi yere CANAN aşiretmi neyisa onlarin çok miktarda uyuşturucusunu yakaladilar bir parti 160kilo bunlarin karin agrisi bundan ALLAHA EMANET OLUN EFELER ALLAH SİZİ KORUSUN

  9. İyi de T.C ordusunun tüm birimlerinin adının sanının ya da ikamet yerinin ya da yaptıkları işlerin hepsinin göz önünde olduğunu düşünmek biraz saflık değil mi? Benimde duymuşluğum var Türkiyenin birçok yerinde öyle konuşlandırılmış birlikler var ki bulundukları yerleşim yerlerinin bile kendilerinden haberi yok. Zaten savaş çıkarsa ( Allah(c.c) korusun ) tüm birliklerinizin yerleri biliniyorsa direk teslim bayrağını çekin yani. Herkese iyi günler…

  10. BİR ZAMANLAR MENSUBU OLMAKLA GURUR DUYDUĞUM İSMİYLE DÜŞMANIN AYAKLARINI TİTRETEN EFELER ÖZEL HAREKAT GRUP KOMUTANLIĞI BİZ BİZİ BİLİRİZ. ULU ÖNDERİN DEDİĞİ GİBİ BU TOPRAKLAR TARİHTE TÜRK’TÜ, ŞİMDİ TÜRK’TÜR, GELECEKTE TÜRKKALCAKTIR… GÖREVE DEVAM… ALLAH KORUSUN…

  11. sevgili kardeslerim,
    bu vatan bizim hepimizin, kim bu vatana ihanet ederse,
    bilinsinki er veye gec cezasini cekecektir.
    bende efeler grubunda gorev aldim (Allah”ima sukurler olsunki iyiki almisim)
    efeler grubu B timleri ve C timlerinden olusur.
    bu askerlerin(cengaverlerin) en buyuk ozelligi gonullu olmalaridir.
    yani canlarini vatanlari ugruna seve seve vermeleridir. bu askerlerimiz dagda savasirken seve seve canlarini feda ediyorlarsa, sehirdeki gorevlilerinde azicik popolarini kaldirip sehirdekileri temizlemek olsun.
    BIZ O DAGLARA BIR HIC UGRUNA DEGIL;
    BIR AVUC PIC UGRUNA CIKTIK.
    VATANIM ve MILLETIM SAGOLSUN.

  12. BIZLER BU VATANA COK KANLAR FEDA ETTIK.
    Bir avuc satilmis haysiyetsiz serefsiz insan yuzunden hala veriyoruz.
    Sundan kimsenin suphesi olmasinki,
    eger turk askeri istesin bu bir avuc satilik insani,
    1 haftada ya kuzuya cevirir yada imha eder.
    hersey istemekle basliyor.istemek basarmanin yarisidir.
    kimse yanlis anlamasin doguda kardeslerimiz var,elbette vatanini sevenler var,
    yemek yedigi canagi kirletmeyecek kadar haysiyetli insanlar var.
    onloarin basimizin gozumuzun ustunde yeri var.
    SATILIK PICLER dagda kendi pisligini yiyen les kargalarina sozumuz.
    biz bu vatana EFKAN CENGIZ”leri ve daha nicelerini feda ettik.
    hepimizin kani feda olsun vatanimiza.

  13. efeler birligi elbette var,
    bu birlík va´tanimizin en nadide birliklerinden biridir.
    suna inanin ki; efeler grubu bu grubu elestiren insanlardan daha merhametli ve daha insancildir bundan emin olabilirsiniz.
    ilk once su sorunun cevabini verelim asker ve polis niye var.
    ulkemizin asayis ve guvenligini saglamak icin yokmu arkadaslár.
    eger ulkemize karsi bir tehdit varsa,
    PUSUDA atar aramada yapar. gerekirse adami sorguya ceker buna kim karisir.
    KIM KARISIR BILIYORMUSUNUZ;
    VATANIMIZI KARISTIMAK BOLMEK ISTEYEN PICLER KARISIR ANACAK.
    bu insanlar senelerdir turkiyede polis adama(HAK EDENE) joplayinca avrupayi örnek gosterdiniz, ben avrupada yasiyorum sanmayinki burda adam joplanmiyor sanmayinki adam polis dovmuyor,adamin anasini aglatiyorlar.
    amma burada bizim ulkemizdeki gibi desifre etmiyorlar olaylari.
    burda gecen hafta polis iki turk gencini oldurdu kimin haberi var kimsenin.
    kameramanlar cekim yapmak icin geliyor cekim yapmadan gidiyor, niye cunku avrupa medyasi vatanini milletini seviyor. vatanina zarar verecek haber yapmiyor.
    olen genclerin sucu ne biliyormusunuz?
    otobanda polis durdurunca arabadan inip ehliyetini ve ruhsatíni gostermek istemesi
    neymis efendim inmeyecekmis arabadan.
    burasi mi ozgurlukler ulkesi?
    ayni olay bizim vatanimizda oldugunu dusunsenize,
    bizim medyamiz aylarca reklam yapar polisimizi,
    ama bunlar inanin 1 kere verdiler haberin uzunliuk suresi 6 saniyedir.
    buyrun zaman ihanet zamani degil bi olma zamanidir.
    sayin medya kuruluslari

  14. bence efeler öazel harekat taburu ülkemizin gurur kaynağıdır orada görev yapan askerlerimizin hepsi gerçek bir efedir hakları ödenemez vatan sevgisiyle dolu insanlardır gece evlerimizde rahat uyuya biliyor issek onların sayesindedir. bence onrardan rahatsızlık duyan insanvarsainsanlığından şüphe duyarım .

  15. EFELER TABURU TAMAMEN GERCEKTİR HELAL OLSUN BENDE ASKERLİĞİMİ HAKKARİDE YAPTIM VE EFELERDE 1 GÜNDE OLSUN KALDIM HATDA OPERASYONA BİLE CIKTIK EFELERLE BENCE SÜPER EFELERİ KUTLUYORUM CAKALLARA ÖLÜM

  16. Butun arkadaşların yorumlarını okudum gerekenrı söylemişler bide ben kendimce yorum getirmek istedim.
    Efeler taburu yada başka bi isim altında kurulmuş illaki farklı birlikler olacaktır olayların meşru yada gayri meşru olduğuna gelince bu yöneticilerin bileceği iştir bu yapılanları her iki türlü olsada kimsenin deşifre etmeye hakkı yoktur çünkü yapılıyosa bi sebebi vardır eğer bu vatan hepimizinse bizim üzerimize düşen böyle zaman zaman ortaya atılan iddalara pek kulak asmamak ama genede tepkimizi bildirebilmek gerek yazılı gerek sözlü her gencimiz eminim bi efedir ve vatan savunmaya gelince hepsi birer efe ama bunlarda bilinçli ve uyanık olmalılar galeyana gelmemeliler .
    Herkese iyi çalışmalar

  17. Bütün ülkelerin böyle birlikleri olur.Amerikanın, Almanyanın, İranın ve herhangi bir devletin.
    Bunlar gayet normaldir.Aynı zamanda bu birliklerin legaliteyi zorlamalarıda olağandır.Bu tip örgütlenmelerde ve bölgenin şartları hangi devletin yönetimin de olsa yasa dışı işler olabilir.Bunuda ben normal karşılayabilirim
    Ama normal karşılayamacağım tek şey bölgedeki sorunların bunun gibi yapılanmalarla çözülebileceğidir.Eğer böyle düşünürsek 24 yıldan beri var bu sorun biz türkler bu akılda olursak 24 tane 24 sene geçer gene meseleyi halledemeyiz.
    Ben arkadaşların yazılarını okurken sadece gülümsedim.Şimdi ben doğudayım ve bu yazıyı askeri bir lojmanda yazıyorum.sadece askeri sınırlar için de insan kendini rahat hissedebiliyor.Dışarıda hakimiyet yok.Bunun tek sebebide bu sorunlarla ilgili karar merkezinde bulunan insanlardır.Ha bu konuda en masumları siyasetçilerdir.Boş yere onlara bindirmeyin.
    BU ARADA ALLAH TÜRKÜ, KENDİ CEHALETİNDEN KORUSUN.
    Kendi ülkesinde sorunları var ama bunun ne olduğundan bihaber. Bütün bilgisi şehit cenazesi ile ilgili 5 dk haber bültenlerinden edindiği duygusal izlenimlerden ibaret.
    Arkaşlar bu memleket bizim memlekette neler oluyor bilmek için lütfen zaman ayırında biraz gazeteler haricinde bilgi kaynaklarına başvurun.
    SORUNU ÇÖZECEK OLAN BİZ TÜRKLERİN AKLIDIR GÜCÜ DEĞİL.
    .

  18. bu vatan için ne yapzakdir kanımizin son damlasına kadar savaşmaya hazırız butun jöh kardeşlerime başarilar allah bizi korusun

  19. Çok kıymetli aziz TÜRK milleti; öncelikle yüksekova kırsalından hepinizi kucaklıyoruz. Gelelim efeler davasına evet ben şu anda bu birlikte görev yapmakta olan bir personelim, birliğimiz pkk terör örgütü ile yapılan kanlı savaşlarda üstün cesaret ve feregati ile binlerce başarılı operasyona imza atmış EFELER ismini hak ederek almıştır.Sayın Esat CANAN’ın bahsettiği gibi çok merhametsiz bir zalim olarak gösterilmiş bir birlik olmuş olsaydık o zaman Yüksekovada yaşayan insan kalmazdı herhalde. Bunlar Yüce Türk milletinin bölünmez bütünlüğüne karşı tamamen taraflı sözlerdir. Evet sayım milletimiz son sözümüz şudur biz yüksekovadayız ve adımız efeler özel harekat bizimle tanışmak isteyen geleir ve dagın yamacında yazılı kocaman EFELER yazısını kör değilse görür. Bizler bu toprakların korunması adına yetiştirilmiş özel birlikleriz bunu dağdakiler çok iyi bilir onun içinde kimsenin afedersiniz ama götü yemez EFELER le çatışmaya girmeye, girmek isteyen buyurun Yüksekova dağlarına. Hepinize selam olsun kendinize iyi bakın

  20. bende oradaydım,iyiki oradaydım.Büyük gurur içerisndeyim.Ve tamamen legal.Düzeni bozmaya çalışanı sende bozguna uğratırsın.

  21. bende bir zamanlar mensubu olmakla gurur duyduğum efeleringayet nizami kurallar çerçevesinde hareket ettiklerini belirtmek isterim bu birlik vardır hep oacaktır şerefsizlerin korkulu rüyasıdır üç beş çapulcu ordan göründüğü gibi olmadığını karşılaşmazsa bilmez biride aşk yazmış topmusun sen aşk vatan aşkıdır vekil diye seçerseniz böylesini yarın vatanı satmaya kalkarayrıca efeefkan üsteğmenimize allahtan rahmet diliyorum benden önceki efe abilere helal gelecekteki efelerede bahtınız açık olsun diyorum vatan size emanet

  22. Bakın arkadaşlar tüm yorumları okudum.Ben bah se konu illerde yedi yıl görev yaptım.Ve şimdi zorunlu hizmetimi yaptıktan sonra piskolojik sebeplerden dolayı ayrıldım.Kendimizce dogru olan simdi defalarca pişman oldugum işler yaptık.Ama kazın ayagı öyle degilmiş.Bu bahse konu taburlarda”efeler,rokerler vs..bu birlikde Astsubay ,Uzman Jandarma,Uzman Erbaş ve İzmir Foca da yetiştirilen C tİMİ askerlarinden oluşmaktadır.Yani gariban Anadolu gencleri..Bizim dönemimizde Operasyonlara tabur mescidinde namazımızı kıldıktan sonra cıkardık ve operasyondan dönünce Allah icin kurban keserdik.Marşlarımız dahi BİR ELİNDE SÜNGÜ BİR ELİNDE HANCER İLLEDE TEKBİR ALLAHU EKBER …….vs diye başlardı ama özellikle 1997 den sonra bu faliyetlerimiz nedense yapılmaz oldu ya ben sorurdum ya arkadaşlar niye bu marşı okumayalım niye namazımızı kılmayalım operasyonda inanctan bahsetmeyelim vs.. Aman yapma duymasdınlar kim duymasın niye duymasın bilmiyorum ama simdi tamaman yok..Benim şahsi görüşüm bu operasyonlarda bizim dagdaki ve ovadaki PKK lı köpeklere karşı kahramanca savaşmamızın nedeni inanctı imandı vatandıama galiba simdi o inanc kalmadı Canakkaledede iman sayesinde kazandık imanın teknolojiyi yendigi andır canakkala neyse ama bizler osmanlıdan bu yana yüzyıllarca kardeşce yaşamış halklarız kürdüyle türküyle cerkeziyle vs..kafa tası milliyetciligi yapmanın hicbir mantıgı yok.Ya sev ya terket ayaklarıda boş ayaklar kimin yerinden kimi kovuyorsun bu milletler yüzyıllarca bu topraklarda yaşamış ve kardeşce …Gelin arkadaşlar imanımızı zalimlerin elinden allalım.Gelin kardeşce yaşayalım gelin kitabımıza bayragımıza topragımıza ordumuza imanlı bir şekilde sahip cıkalım ..Bu ülkede belki zor ama bu işleri legal şekilde yürütelim.Ben ama bu ülkeden umutluyum KURBAN OLDUGUM ALLAHIM DEVLETİMİ ORDUMU ŞER GÖZLERDEN KORUSUN.benim hayalim ülkemin artık inanclı bir şekilde artık titreyip eski sanlı şerefli tarihine kavuşmasıdır.ENGEREK

  23. sevgılı arkadaslarım
    bende hakkarı yuksekova’da askerım buraya gırelımyaklasık beş ay oldu efeler ozel harekat taburu bızım yan tarafımızda anlara cok ımrenıyorum
    arı gıbı calısıyolar
    keske bende
    efelerın ıçınde olsam dıyorum bazen kendı kendıme benım gorevım cezaevı gardıyanlıgı ama hıc gocunmuyorum amırlerım benı bu goreve layık gormusler canları sagolsun
    benden sonbır soz VATAN BORCU NAMUS BORCU !…………her TÜRK evladı askerlıgını gecıktırmeden yapsın bu vatanın bızım gıbı genclere ıhtıyacı var ALLAHA EMANET OLUN EFELERİM………………

  24. bu tabur özel kuvvetler komutanlığına bağlı bordo bereli askerler gibi geldi bana…
    Bu askerler eğitimleri tamamlandıktan sonra dünya askeri birliklerinde eşi benzeri bulunmayan hedefe kitlendiğinde kaçış imkanı vermeyen her ne şekilde ve her ne koşulda olursa olsun görevini eksiksiz tamamlamaya yönelik yetiştirilmiş,aldığı emir ne olursa olsun yerine getiren cengaverlerdir… ve karşı taraf kim olursa olsun korkulu rüyasıdır…

  25. eski efeden yeni efelere efe olmak bir ayricaliktir.ileride efelerde olmakla grur duyacaksiniz benim duydugum gibi.1996/1997 4 c timi tim çavuşü .ALLAHA emanet olun efeler.

  26. Sanırırm Tempo dergisinin yazarlarından bazılarına dokunduk- Neden işkillendin kardesim yaran mı var yada dagda akraban mı var- sen gazetecılıgını yap biz vatan bekciligini yaparız.

  27. EFELER TABURUNU TV.DE İZLEDİM .AĞLADIM,SEVİNDİM TÜRK OLMAKLA GURUR DUYDUM.BENİM ABİM DE POLİS VE BUSENE HAREKATÇI OLDU.SİZLERİ ALLAH KORUSUN.BEN DE POLİS OLURSAM HAREKATÇI OLACAĞIM.KOMANDO VURULUNCA DEĞİL UNUTULUNCA ÖLÜR.ÇABUK BÜYÜ ÇABUK YETİŞ TEZ OĞLUM ÇAKAL GEZEN ŞU DAĞLARDA GEZ OĞLUM .KİM DOST KİM DÜŞMAN SEZ OĞLUM HAİNLERİ ACIMADAN EZ OĞLUM DER BABAM.NE NUTLU TÜRKÜM DİYENE!!

  28. EFELER TABURUNU TV.DE İZLEDİM .AĞLADIM,SEVİNDİM TÜRK OLMAKLA GURUR DUYDUM.BENİM ABİM DE POLİS VE BUSENE HAREKATÇI OLDU.SİZLERİ ALLAH KORUSUN.BEN DE POLİS OLURSAM HAREKATÇI OLACAĞIM.KOMANDO VURULUNCA DEĞİL UNUTULUNCA ÖLÜR.ÇABUK BÜYÜ ÇABUK YETİŞ TEZ OĞLUM ÇAKAL GEZEN ŞU DAĞLARDA GEZ OĞLUM .KİM DOST KİM DÜŞMAN SEZ OĞLUM HAİNLERİ ACIMADAN EZ OĞLUM DER BABAM.NE NUTLU TÜRKÜM DİYENE!!

  29. EFELER TABURUNDA ASKERLIK YAPANLARDAN OLMAYAN BILMEZKI O HAINLERİN KORKULU RUYASINI ALLAH YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN. VATAN İÇİN ÖLMEKSE VARIZ VATAN İÇİN SEVMEKSE VARIZ.BIZ VATANIZ VATAN DA BIZ. HAYIRLI TESKERELER….. .

  30. Gizli veya aleni, Efelerimiz kahramanlarımız görev başında. Allah Vatanımıza Bayrağımıza Dinimize Devletimize Zarar getirtmesin. Bölücü ermeni tohumu sünnetsiz komutanlarının arkasından giden saf kürt çocuklarını, bu toprağın değerlerinden kopartarak marsist leninist insanlık dışı ideolojileri enjekte ederek Kardeşi Kardeşe vurdurtanlara denilmesi gereken ‘militarist söylemlerden kaçının’ lafı bu sefer ne hikmetse kommegene denen şahıs tarafından Kahraman Askerimizi Savunun bir yorumcuya söylenmiş. Bre gafiller siz bu milleti uyuyormu sandınız. Biz insanın ciğerini okuruz. Biz Malatyalıyız. Müslüman Türklüğün Şan Şeref saldığı diyarız. Genç Osmanların Niyaz-i Mısrılerin Mübarek Seyit Battal Gazi lerin yetiştiği topraklardanız. Bizlere humanizm hoşgörü insanlık insancıllık dersleri vermeye kalkışarak, bu yumuşak insancıl söylemlerden ahkam kesmeye kalkışarak bu Türk Töresi ve İslam Ahlakının güzelliklerini Müslüman Türk milletinin ve Devletinin mevcudiyetine kast amaçlı suistimal etmek isteyen beyinsizlere söylüyorum. Yorumlardanda anlaşıldığı gibi bu millet yemez sizin suistimal etmeye çalıştığınız kelamları. Bizim Şehidimiz Var. Hepimiz Ölürüz Gerekirse Bir Avuç Vatan Toprağı Vermeyiz Kimseye. Bunu dost düşman böyle bile !!!

  31. BEN TÜRK ÇOCUĞUYUM,HERŞEY TÜRK VE O,NUN VATANI İÇİN…DÜNYA UFAK BİR YER AMA TÜRKİYE ÇOK BÜYÜK BUNU ANLAYAMAYANLAR ŞEHİT KANIYLA SULANMIŞ HARİTAMIZA BAKSINLAR.TERÖRİSTLER TÜRKİYEYİ ALMAK İSTİYORLAR AMA BİLMİYORLAR Kİ TÜRK ÜN VATAN SEVGİSİNİ 1MİLİM TOPRAK İÇİN KELLE ALIR GEREKİRSE KELLE VERİRİM.TERÖR TÜRKTEN ANCA KIÇINA SOKACAK BİR ALET ALIR.ŞU AN TÜRKİYEDE TURİSTLERE ARSA SATILIYOR VE DE BUNU YAPANLAR TÜRKÜM DİYE GEÇİNEN ASLINDA TÜRK OLDUĞUNU SANAN PİÇLERİN TA KENDİSİ ÇÜNKÜ BUNU YAPAN TÜRK OLAMAZ.BENİM KÖYÜMDE KİMSE VATANI SATAMAZ.ONU YAPACAK ADAMIN GÖTÜNÜN SAĞLAM OLMASI GEREK.ELİME BU TÜR ADAMLAR GEÇMEZ İNŞALLAH YOKSAA….POLİSE TAŞ ATAN İBİNELERE BEN NİYE RASTLAMIYORUM.BELKİ BİR GÜN RASTLARIM AMA O GÜN ELİMDEN KİMSE KURTULAMAZ…1 TÜRK DÜNYAYA BEDELDİR(TERÖRE DUYRULUR)

  32. BÜTÜN YORUMLARI OKUDUM.NE DİYEYİM.NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE NE MUTLU TÜRK DOĞANA,TÜRK YAŞAYANA,TÜRK ÖLENE.YARADAN RABBİM HEP SİZLERLE OLSUN

  33. son bir hafta içinde yaklaşık 10 ŞEHİT verdik.75 milyonluk türkiyede 75 milyon ŞEHİT vermeye hazırız.bu arada devleti temsil edenler barzani sabrımızı taşırmasın diyor ama bu sabır bir türlü taşmıyor aksine anası 40 adamlı gancık APO ya sayın diyorlar. böyle sabrı allah düşman başına vermesin…sınır ötesi harekat başlayacak diyorlar ama halen başlamıyor neymiş de sabrımız taşmadı oysa terör harekete geçti bile askerlerimizi şehit düşürüyorlar …bizdekide ne sabırmış ama bee…

    gün gelecek askerin sabrı taşacak özel harekatçı EFE sınırı aşacak teröristler KÖPEK gibi kaçacak.aponun piçleri donuna yapacak.apo adisi otelinden çıkacak ipe çekilecek…

  34. abicim bende askerliği hakkaride yaptım. anti terör timiydim EFELERi çok duydum.hakkarideki teröristlerde çok duymuş.hakkaride teröriste EFE dediğin zaman altına işiyor.terörün götü yemiyo efelerle çatışmaya girmeye.sıkıyosa girsin.EFEyi buyunca altına işeyen adam görünce kesin cinsiyet değiştirir.

    KAHROLSUN PKK…

    ALLAH TÜRK VATANINI TÜRK BAYRAĞINI TÜRK MİLLETİ ve de TÜRK ASKERİNİ KORUSUN

  35. ben askerden yenı geldım allahıma sukur vatanı gorevımı yaptım cağirsinlar yıne gıderım. efelerı okudum resmen ağladım .ve bıkmadan yıne okuyorum.tuylerım dıken dıken oluyo o tımdekı abılerımın hepsi ayaklarının altı opulecek adamlar.sehıtlerımızede mekanları cennet olsun .ailelerınede allah sabir versın.türk ordusu dunyada baska hıçbırseye benzemez.ben dunyada pkkya duyduğum nefreti hiçbirseye duymuyom.emınım sizlerde oylesınızdır..yasasın efeler.varolsunlar.KAHROLSUN PKK. bızdekı bu ıman gücü olduktan sonra pkk mıs amerıkaymıs onlar bıze film gelır.amerikalılar herseyı izledıklerı yada yaptıkları amerıkan fılmlerı gıbı sanıyorlar.Alin sıze film ÇANAKKALE SAVASI .BAKINDA GERCEK FİLM GORUN.baska bişey demıyorum yorum sızın.-HER TÜRK ASKER DOĞAR.HERSEY VATAN İÇİN… allaha emöanetsınız mehmetçikler .ASLAN kardeslerım

  36. KİM BU CENNET VATANIN UĞRUNA OLMAZKİ FEDA
    ŞUHEDA FIŞKIRACAK TOPRAĞI SIKSAN ŞUHEDA
    CANI CANANI BUTUN VARIMI ALSANDA HÜDA
    ETMESİN TEK BENI VATANIMDAN DUNYADA CÜDA…

    MEHMET AKİF ne güzel söylemiş….

  37. Bütün Yazıları okudum.İçimgitti TÜRK MİLLETİNİN vatan,millet,asker sevgisini gördüm.Ne güzel söylemiş KÖÇEBER kardeşim,VURGUN kardeşim…ve niceleri EFELER TABURU ne güzel söylemiş;”ANASI 40 KOCALI GANCIK APO…”diye.Şu an bile GANCIK BARZANİ,amerika ya güvenerek TÜRKİYE ye kafa tutuyor.SEN KİMSİN LAN ALLAHIN GANCIĞI.Benim 1000 yılı aşmış geçmişim var.O toraklarda atalarım at koşturuyordu.SENİN anlatacak tarihin yok p…z…m..k.
    Götüne güvenen başka devletlerin arkasından dil uzatmasın.
    Güvendiğin ordu Amerikan Ordusu mu?
    HA HA HA HA…..çok komik.
    hatırlatırım 1türk dünyaya bedeldir.
    KURTULUŞ SAVAŞINI HATIRLA p…z…m…k
    Bekle az kaldı türk ordusu inşallah kuzey ırakta kafanı uçurur.DUA ETKİ (biliyosan)BENİM ASKERLİK ÇAĞIM GELMEDİ.KUZEY IRAK’A BEN GELSEYDİM G…. S…..DİM
    anladın sen onu
    ALLAH ASKERİMİZİ VATANIMIZI KORUSUN

  38. BÜTÜN YORUMLARI OKUDUM.AMA 20.YORUMDA Jumanji ADINDA BİR VATAN HAİNİ TÜRK ASKERİNE ”siz tırlatmışsınız yaşasın aşk”DEMİŞ.LAN ÇAKAL ASKER NİYE TIRLATSIN.SENİ DÜŞMANDAN KORUYOR.ASKERDE BİLİYO AŞIK OLMASINI AMA ÖNCE VATAN…AŞK VATANA …

  39. o jumanji kimse gelsinde ona aşkı gosterelım.bılende konuşuyo bilmeyende .Asıl tırlatanlar sizin gibi vatan hainleri.sizin bildiğiniz sadece hoptirik işler. Ayrıca youtubede efelerın vıdeosu var herzamankıgıbı yıne harikalar izlemenızı şiddetle tavsiye ediyorum.Bizde bu vatan aşkı olduktan sonra kimse aşkımıza golge düşüremez,düşüreninde aklını alırız … yiğidin harman olduğu yerden (YİĞİDOLARDAN) sevgilerle….

  40. (allahın rahmeti tüm türk ordusunun üzerine olsun)!!! bende bir zamanlar efelerde vatan borcunu tamamlayanlardan biriyim, j.ö.h taburu türkiyenin gelmiş geçmiş en iyi taburlarından biri olup ve bi o kadarda disiplinli, eğitimli, askeri sevip sayan rütbeli komutanları olup, zor şartlarda operasyonel faaliyetler yapan muazzam bir taburdur!!! bizim ordumuza dil uzatan daha insanlıktan nasibini almamış yabani çakallara dersini verip ve hala vermekte olan efeler belkide birdaha ele geçmeyecek bir nam,a sahiptir!!!! arkadaşlar kim ne derse desin (it ürür kervan yürür) allah bizim ordumuzu yüz üstü komaz!! bunun bir delilide çanakkaledir!!! şimdi bırakalımda itler ürüsün nasılsa bu kervan yürüyecek!!!!! allah vatanımıza bir zerrede olsa yardım edenden bin öyle razı olsun!! selametle………

  41. önce vatan millet sonra ana ve yar bu yolda savrulan birileri var ezan dinmez diyen bayrak inmez diyen şehit ölmez diyen birileri var … bayrak oğul mürvet oğul fidan oğul toy oğul anam dedin atam dedin bayrağa hem alda bayrak oldun hem bayrakta al oğul bunu bilen komutanlara bunu bilen askerlere bismillah ken gözlüler zorda kalmış vatana sizler tükenmedikçe olmaz böyle şey ben erdoğan yüksel vatani görevimi hakkari yüksek ovada efelerde yaptım tek üzüntüm ordan bir iki kelle almadan geldim bu beni kahrediyor eğer birgün allah nasip kısmet ederse bunları bana en büyük mutluluk bu olacak benim için allah yar ve yardımcımız olsun komutanlarımız ve asker kardeşlerimize bu arad macit engin kemal esercan ve tabur komutanım murat bulutun ellerinden öper saygılar sunarım allah yar ve yardımcımız olsun hepiniz allaha emanet olun

  42. arkadaşlar efeler diye bahsettiğiniz eskiden j.komando özel harekat grup komutanlığıdır bende 1994 -96 seneleri arasında bu birlikte görev almıştım şimdiki değişiklikleri bilmem ama bir özelliği şu bizim zamanımızda A- B-C TİMLERİ vardı c timleri askerlerden ama özel eğitimden geçmiş aslan parçaları B-timleri erbaşlardan A-timleride astsubaylardan oluşmaktaydı hepside kanunlara ve üstlerine saygılı kişilerdi bizim zamanımızda ünlü OSMANPAMUKOĞLU paşamız en üst komutadaydı hakkari dağ ve komando tugayında sonuçta o öyle disiplinsizliğe izin vermezdi kaldıki özel harekat sadece kritik ve sıcak çatışmada ilk ulaşan ve yık eden birlik dir nerede it köpek çakal varsa imha ederdi. kıbrıs harekatından sonra en büyük harekat bizim zamanımızda oldu orada herkes efe herkes aslan dağ komandoda bolu komandoda ,kayseri havaindirmede, janadarma komando öz.harekatta hepsi aynı amaç için orada ünlü şehidimiz zekeria gözyumanda özel harekart ta görevliydi allah rahmet etsin aziz şehitlerimizin ruhları şad olsun ben den sönra bir akrabam osman zurnacıda orada şehit oldu ve daha niceleri buradan yüzbaşım irfan çalışkana selamlarımı gönderiyorum ve niyazi komutanıma (üsteğmen sizleri unutmadım unnutamam da allaha emanet olun imzaladığınız operasyon belgem hala odamda asılı herşey vatan için

  43. ben türk’üm HEPİMİZ TÜRKÜZ,HEPİMİZ ASKERİZ,HEPİMİZ MÜSLÜMANIZ, HEPİMİZ VATANSEVERİZ,
    BİZ NE KADAR ŞANSLIYIZ ŞANLI TÜRK MİLLETİYİZ
    HEPİMİZ MİLLİYETÇİYİZ
    bu gün K.IRAK’a operasyon için gün alındı.NİSAN 30 -MAYIS 15 gibi.
    operasyona bende katılmak istiyorum terör kellesi almak istiyorum.eğer katılamazsam benim yerime kelle alcak olan asker KARDEŞLERİMİZ YETER

  44. efeler özel harekatta c timinde gorev yaptım halan askerligi bırakamadım sanki
    izine geldim geri gidicem askerlik icime işlemiş bana kal demişlerdi kalmadım sonrada gidemedim sacma bir diplomadan sebep halan imkanım olsa yinede giderim sivilde bazı kurumlarda gorev yapmak istedim ama oralardada diplama lazım
    bende kurtlar vadisi filminde baş rol oyuncusu olmasamda fuguran oldum e napalım
    kanımız kaynıyor en azından egomuzu tatmin edelim

  45. jandarma özel harekat efeler
    esat uzman çavuş komondolorın komandosu türk komondosu
    selam olsun allah yollarını açık etsin

  46. bu vatan için şehit olan tüm kardeşlerime allahtan rahmet diliyorum. bende görev yaptım bir tük askeri ve evladı i şerefli ve namuslu aynen çanakkalede savaşan atam gibi.efeler deyince bende iz brakan esat uzman çavuştur. namı değer turkeşin oğlu vatansever yüzdeyüz komando ası türk gerçek asker vs onun gibi nice evlatlar vardır anadoluda yaşayan efsanaler allah yollarını açık etsin selam olsun o günlere.

  47. özelharekat c timleri varken terörün korkması gerek çünkü onların aldığı eğitimi her asker alamıyor analar şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak gaziantepli erdal akdağ özel harekat c timi

  48. toprak bedenimi sarsa bayrak gönlümdeki yarsa kim tutar beni heyyytt..
    dağda gezen hainlerin çakalların sürüsü varsa KOMANDONUN TÖRESİ VAR.
    töremiz sürü tanımaz.
    hangi aşşalık insan askere silah çekebilir ki.böyle küstahlığı kimse yapmaz.
    PAROLA:
    ÖNCE VATAN MİLLET SONRA ANA VE YAR

  49. MERHABA EFE ARKADAŞLARIM EFELER OLARAK TOPLANACAĞIMIZ BİR SİTE OLSA COK İYİ OLURDU EFKAN CENGİZ KOMTANIM OPARASYONA CIKTIĞIMIZ GUN BİZE ŞEHİTLİĞİN COK GUZEL OLDUĞUNU ALLAH NASIP EDERSE ŞEHİT OLMAK İSTEDİĞİNİ SOYLEMİŞTİ BU KELİMELERİ O KADAR CANDAN SOYLEMİŞTİKİ ALLAH ONA ŞEHİTLİK MADALYASINI TAKTI O GUN CIKTIĞIMIZ OPARASYONDA ŞEHİT OLDU
    ALLAH RAHMET EYLESİN
    EFKAN CENGİZ KOMTANIMIZA

    ŞENOL ERGİN 1977 .2 4.C TİMİNDEN
    MSN HANDUSPARA@HOTMAİL.COM

  50. MERHABA EFE ARKADAŞLARIM EFELER OLARAK TOPLANACAĞIMIZ BİR SİTE OLSA COK İYİ OLURDU EFKAN CENGİZ KOMTANIM OPARASYONA CIKTIĞIMIZ GUN BİZE ŞEHİTLİĞİN COK GUZEL OLDUĞUNU ALLAH NASIP EDERSE ŞEHİT OLMAK İSTEDİĞİNİ SOYLEMİŞTİ BU KELİMELERİ O KADAR CANDAN SOYLEMİŞTİKİ ALLAH ONA ŞEHİTLİK MADALYASINI TAKTI O GUN CIKTIĞIMIZ OPARASYONDA ŞEHİT OLDU
    ALLAH RAHMET EYLESİN
    EFKAN CENGİZ KOMTANIMIZA

    ŞENOL ERGİN 1977 .2 4.C TİMİNDEN
    MSN handuspara@hotmail.com

  51. BEN 1977_3 TERTİP 3.CTİM PERSONELİ OLARAK GÖREV YAPMIŞ OLDUĞUM EFELER GURUBUNDA ONURLU VE GURURLU BİR TÜRK ASKERİ OLARAK HERZAMAN VATANIN BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAK İÇİN GÖREVE HAZIRIZ
    ESAT ALBAYIMA PARDON ESAT UZMAN ÇVŞMA SAYGILARIMI SUNARIM
    HEPİNİZ ALLAHA EMANET OLUN

    RAHMETLİ EFKAN CENGİZ ÜSTEĞMENİME ALLAHTAN RAHMET DİLERİM

    MEHMET ŞİŞMAN msn portomyporto@hotmail.com

  52. Biz EFELER TABURU değilizki her dağda leşimiz olsun biz bahriyeli değiliz ki her limanda sevgilimiz olsun biz jandarma değiliz ki sırtımızda çantamız olsun biz HAVACI yız beyler hiç bişeyimiz yok bırakın bizimde havamız olsun

  53. Pkk lıların saklandığı mağarada yazan yazı :

    Eğer bir asker sizi gördüğü zaman durmadan ateş ediyorsa bilinki o acemidir kurşununun bitmesini bekleyin, bittiği zaman gidin kafasına sıkın.

    Eğer sadece sizi gördüğü zaman ateş ediyor saklandığınız zaman duruyorsa o bir komandodur, kaçın ve canınızı kurtarın.

    Eğer sizi gördüğü zaman ortadan kaybolmuşsa ve etraf sessizse bilinki o bordo berelidir merak etmeyin o sizi bulur.

  54. Turk silahli kuvvetlerinin sitratejistleri yuzlercedir.komutanlarin altinda cok onemli ve kidemli insanlardir.oyle stratejilerimiz vardirki oglum bosuna demedik suriyeye 5 dakkada kuzeyinizden girer guneyinizden cikariz diye.

    askeriye hicbir zaman bos laf etmez oglum.savas stratejisi simulasyonlarinda hep galip TSK cikmistir.ve stratejistleri hic bir casus yakalayamaz.belki senin sokakta gorup ilgilenmedigin bir adam bile TSK nin kadrolu stratejisti olabilir.yuzlerce stratejist binlerce basvurunun arasindan ozenle seildi ve seciliyor.bu adamlarinda sinavlari cok zordur.en ust kademeye ulasabilen ler olasi bir dunya savasi simulasyonunda sinava tabi tutulurlar.bazilari o kadar zekiki bazi komutanlardan bile daha iyi okuya biliyorlar durumu.

    Bu insanlarda komutanlardan sonra en onemli insanlardir oglum.ve bu staratejistler TSK ya bir seyi tekrar kanitlamistir.

    HER TURK ASKER DOGAR.

  55. Ben de bu taburda askerlik yaptım her seyi vatan için bu insanlar canlarını vatana verebilecek kadar cesur insanlar vataan için herseyi yapan insanlar ben orada gecıcı oalrak askerlik yaptım ama o insanların neler çektigini cokk iyi biliyom onlara suclama yapan esas vatan hayinidir…

  56. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE;allah askerliği kutsal bilip seve seve can verme pahasına yapan yigit erlerin yar ve yardımcısı olsun TÜRK ASKERİNİ DÜNYADA TANIMAYAN ÜLKE YOK dünyanın bütün insanı türk askerinin vatanı için neler yapacağını tarihte gördü hala da görmekte.yabancı yazar montaigne türk askerinin dünyanın en disiplinli ordusu olduğunu kitabında belirtmiştir.
    Manisa-Kırkağaç 6.Jandarma Komando Eğitim Alayı ile İzmir – Foça 7.Jandarma Komando Eğitim Alayı halk arasında en çok bilinen Jandama Komando eğitim birimleridir. özellik ve aldıkları göreve göre g3, g41, hk33, m16 piyade tüfekleri; Browning, Colt, Astra tabancalar, m4a1 carbin; m4a1 commando karabinalar; savunma ve taarruz tipi el bombaları; Kanas, Accuray ve Mc.Millan keskin nişancı tüfekleri; 60 mm. Komando Havanı; RPG-7 Roketatar; Pkms, [[hk23],mg 3,m60,SAW,m240 hafif makinalı tüfekler; Browning ağır makinalı tüfekler ve 40 mm. Bombaatar kullanırlar.

  57. KAHROLSUN PKK YASASIN TURK ORDUSU VATAN BUTUNDUR BUTUN KALACAK 1 AVUC PIC KURUSUNA KALMAYACAK AYYILDIZ DALGALANACAK GOKLERDE

  58. Sevdalisi oLdugum VATANIMIN uzerinde yasamasamda KALBiM ve BenLigim herzaman Turk Ordusunda,,Ufakken hep DOGU da askerlik yapmak istemissimdir ABIMDE doguda yapti Kritik zamanda,Dedigi Tek sey git kardesim git gör..Sözünü tuttum..CANAKKALE er egitim aLayindan 1 tabur askerin arasinda SADECE BEN SIRNAGA düstüm,Gerisi K.maras.antalya.bodrum.vs vs…Sevincten cilgina dönmustum cunku bende görüp yasayacak ve bende KURSUN SIKACAKTIM,,aldigim özel egitimden sonra YAKIN KORUMA olarak Sirnaga gittim.Sirnaktan yolladilar SILOPi ye.Bir cok OperasyonLara girdim TAKDIRIM bile var 3 TANE,,istedim basardim yaptim,,,herkez istesin ve basarsin KESKE BENDE METELER OLSAYDIM keske sirnakta kalsaydimda Metelere Katilsaydim.,.oLmadi…Neyse sonucta öyle böyle bitti ama ben hala kafamda BITIREMEDIM;;;;sizlerde oylesinizdir,,,JANDARMA öZEL HAREKAT jitem MEKANSIZ turkiyem icin canimi veririm ALMANYADAN HERKEZE SAYGILAR 84/2

  59. bende daha askerliğimi yapmadım yaşım tutmuyo fakat şimdi askere gitmek istiyorum hemde doğuya….eğer gidersem elime iki fırsat geçecek 1-pkk ile çatışıp onları öldürmek,jilet ile göz kapaklarını çizip içine cam tozu dökmek 2-çatışmaya girerde şehit düşmek….bu iki fırsatı en iyi şekilde değerlendireceğim.BEN TÜRKÜM. BU GÜNE KADAR TÜRK GİBİ YAŞADIM BU GÜN SONRADA TÜRK GİBİ ÖLMEK İSTERİM…size sorarım vatanı için kim bizim kadar şehit vermiştir.biz çok şanslıyız ki vatanı için ölmeye giden gençlerimiz var….benim arkadaşlarda vatanı çok sever 1HAFTA ÖNCE BİR ARKADAŞIM YANIMA GELDİ ÇOK MUTLUYDU YANIMA YAKLAŞTI YAVAŞCA ÖLMEYE GİDİYORUM DEDİ.. işte bu sıralarda da terör azıttı…eğer doğuya giderse şehit olması için önemli bir fırsat…NE MUTLU TÜRK GENÇLİĞİNE…
    bide şunu söylemeden geçemem 73.YORUMDAKİ JİTEM KARDEŞİM VATANI SEVDİĞİN BELLİ AMA Bİ SORUN YOKSA DÖN KENDİ VATANINA EĞER PARA İÇİN GİTTİYSEN Sİ…..PARASINI VATANDAN GÜZELİ VARMI DÖN GERİ VATANINA

  60. bende c timi mensubuyum bizler ve arkamızdaki türkiye cumhuriyeti devleti olduğu sürece ite köpeğe pabuç bırakmayız vatan bizimdir

  61. DİYECEĞİM TEK BİRSEY VAR.ODA BU VATAN SAHIPSIZ DEĞİL SAAHIPSIZ HIC BIRZAMAN KALMAMIS VE KALMAYACAKTIR .TÜRKIYE CÜMHURİYETİ İÇİN CANINI SEVE SEVE FEDA EDECEK YİĞİDİ BITMEYECEK VE HER ZAMAN VAR OLACAKTIR.EMİN OLABILİRSİNİZ BU VATANA FEDA EDECEK KARNINDA NICE KÜRSATLAR METEHANLAR TAŞIYAN ANALAR VARDIR.BU VATAN BOLÜNMEZ.NE MUTLU TURKÜM DİYENE!

  62. bende askerliğimi güneydoguda yaptım efeler gibi y7iğitler gibi efsaneleşmiş timleri gördüm hepsi birer gerçek yiğit ve efe onlardan allah razı olsun yüce türk milleti onlardan minnettar dır onların hepsi gerçek birer kahramandır hayırlı görevler arkadaşlar

  63. VATANIN SAHİBİ VAR DEMEK LAZIM
    HAYDİ! KALK! HAZIR OL!ÜLKÜDAŞ HAYDİ!
    BU KAHPE GİDİŞE DUR DEMEK LAZIM
    HAYDİ! KALK! HAZIR OL! ÜLKÜDAŞ HAYDİ!

    MEMLEKET DİYORKİ GEL BENİ KURTAR!
    BU KANTAR BU YÜKÜ NE KADAR TARTAR!
    SABIRSA: BU KADAR YETERDE ARTAR
    HAYDİ! KALK! HAZIR OL! ÜLKÜDAŞ HAYDİ!

    VATANIN MİLLETİN BİRLİĞİ İÇİN
    İSLAMI ALEMİN DİRLİĞİ İÇİN
    RESULÜ KUR’ANI SEVDİĞİN İÇİN
    HAYDİ! KALK! HAZIR OL! ÜLKÜDAŞ HAYDİ!

  64. TÜRKÜN TÜRKTEN BAŞKA DOSTU YOKTUR… NE GÜZEL ÖZETLEMİŞ ATATÜRK…
    YAVV ZATEN AKLI BAŞINDA Bİ İNSAN NİYE Bİ TÜKLE DOST OLSUN Kİ… HEM SONRA NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE DEMİŞLER BU KADARDA İNSANLIKTAN BARIŞTAN UZAK Bİ TOYNAK BU TÜKLER… NE MUTLU İNSANIM DİYENE ALOOO İNSAN OLUN BİRAZ İNSANN…

  65. serhat 3413 adisi doğru söylüyosun TÜRKÜN TÜRKTEN BAŞKA DOSTU YOKTUR…
    dost deyip ekmek verdiklerimiz bize silah çekti…
    herşeyi söylemişin de bi şunu unutmuşun BEN SÖYLİYEYİM;

    İTTEN POST KÜRTTEN DOST OLMAZ…
    belli ki senin DAĞDA AKRABAN VAR…
    ne diyeyim ben KOMANDO TİM ÇAVUŞUYUM BİRGÜN SENİ DAĞDA YAKALARSAM NE YAPACAĞIMI BİR KOMANDOLAR BİR DE ALLAH BİLİR

    HAAA BİR DE ELİME GEÇMİŞ OLAN DAHA ÖNCE YAKALAMIŞ OLDUĞUM ÇAKALLAR BİLİR….

    TÜRKÜN TÜRKTEN BAŞKA DOSTU YOKTUR…
    YA SEV YA TERK ET…
    NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…

  66. KOMANDO TİM ÇAVUŞUM SEN O serhat 3413 ÇAKALINI BİZE BIRAK BİZ HALLEDELİM…..

    KURT DÜŞENİ YER DÜŞMEYENE KALLEŞLİK YAPMAZ ALLAH SAHİBİNE BAĞIŞLASIN DER..

    BUNUN GİBİ İTLER İSE
    EKMEK YEDİĞİ ÜLKEYE LAF EDER KÜFÜR EDER HATTA SİLAH ÇEKER AMA GÜN GELİR KURDUN ELİNE DÜŞER EKMEK YEDİĞİ YERDEN KORKUNÇCA ÖLÜR……………

    TÜRKE KEFEN BİÇENİN ÖLÜMÜ KORKUNÇ OLUR………….

    ŞİMDİ O ÇAKAL BİZİM ELİMİZE DÜŞTÜ BIRAKTA ONA KORKUNÇ Bİ CEZA VERELİM….
    BU ŞEREFİ BİZDE TADALIM……………

    ALLAH VATANIMA BAYRAĞIMA MİLLETİME SAHİP ÇIKSIN(amin)

    A.S.İZ
    A.S.İZ
    A.S.İZ
    A.S.İZ
    A.S.İZ
    A.S.İZ

    KOMANDOYUM
    GÜÇLÜYÜM
    CESURUM
    HAZIRIM ! ! !

  67. TÜRKÜN TÜRKTEN BAŞKA DOSTU YOKTUR….
    YA SEV YA TERK ET…..
    TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR…..

    İTTEN POST KÜRTTEN DOST OLMAZ….TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR….TÜRKÜN TÜRKTEN BAŞKA DOSTU YOKTUR….YA SEV YADA YAVŞAK GİBİ TERK ET….

    NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…..
    ALLAH TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN…..
    A.S.İZ
    A.S.İZ
    A.S.İZ
    A.S.İZ

    KOOOOMAAANNDOOOOOOOOOO! ! ! ! ! !

  68. efelerim kardeşlerim sizlerin kim olduğunu artık tüm dünya duyacak az kaldı biliyorum ben bu uğurda sizinle beraberimartık bende bi efeyim bizlerde bir efeyiz artık türk gencinin hepsi efe

    AKAN KAN BAYRAK İÇİN
    BU UĞURDA BİR DEĞİL BİN CAN FEDA
    YETMİŞ İKİ BUÇUK MİLLET İÇİNDE İŞTE BİZİM FARKIMIZ BU BİZ EFEYİZ EFELERİZ
    ALLAH TÜRKÜ KORUSUN

  69. efelerim kardeşlerim sizlerin kim olduğunu artık tüm dünya duyacak az kaldı biliyorum ben bu uğurda sizinle beraberimartık bende bi efeyim bizlerde bir efeyiz artık TÜRK GENCİNİN hepsi efe

    AKAN KAN BAYRAK İÇİN
    BU UĞURDA BİR DEĞİL BİN CAN FEDA
    YETMİŞ İKİ BUÇUK MİLLET İÇİNDE İŞTE BİZİM FARKIMIZ BU BİZ EFEYİZ EFELERİZ
    ALLAH TÜRKÜ KORUSUN

    VATAN VATAN NE MUTLU SANA Kİ SENİN UĞRUNDA ÖLMEYE HAZIR TERTEMİZ YÜREKLER VAR

  70. SABRIMIZ TAŞTI ARTIK YAPILSIN OPERASYON BİZ HAZIRIZ……
    HAZIR
    DAİMA HAZIR
    KİİİİİM
    KOMANDOO
    KİİİİİİİİİİİMM
    KOOMAAAAAAAAAANNDOOOOOOOOOOOOO
    ALLAH TÜRKÜ KORUSUN VE YÜCELTSİN….

  71. Selamünaleyküm yorumlarınızı tamamını okudum ve çok mutlu oldum biz degişik fikirlerede açıgız Bende eski bir özel harekatçı olarak ve efe,lerde 94-97 tarihleri arasında şeref ve onur dolu üç yıl görev yaptım ve bundanda hep gurur duyacagım şimdiye kadar terörle mucadelede görev yapmış bütün asker polislerimize sonsuz teşekkür ederim ve tüm şehitlerimize alahdan rahmet dilerim ve gazilerimize acilşifalar dilerim ben öyle çok şey söylemiyecem arkadaşlar kommutanların diğer arkadaşların ismini vermeyin bütün törerle mücadalede görev yapan arkadaşlara başarılar dilerim ALLAH YAR VE YARDMCINIZ OLSUN.
    YÜCE GALAR BİZİMDİR FERMAN İSTEMEZ BOKURTLAR YAYLASINDA ÇAKALLAR ÖTEMEZ SELAMLAR

  72. BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜZERİNDEKİ KANDIR. VATAN, UĞRUNDA ÖLEN VARSA VATANDIR…! ŞIRNAK METELER ÖZEL HAREKAT TABURUNDA GÖREV YAPIYORUM. EFELER, FATİHLER VE BİZ… ECELİ GELMİŞ İT DAĞDA KURT ARARMIŞ. BİZLER DAĞLARDAYIZ EYY ÇAKALLAR. GELİN NAMLUMUZUN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKÜN.! TÜM J.Ö.H KARDEŞLERİME,DEVRELERİME GÖREVLERİNDE BAŞARILAR DİLİYORUM. ALLAH YARDIMCINIZ OLSUN….

  73. arkadaşlar selam…..
    BİZLER P.Ö.HAREKAT TİMİ MENSUPLARIYIZ…..
    SİZLERE GÖREVLERİNİZDE ÜSTÜN BAŞARILAR DİLERİZ J.Ö.HAREKATÇI KARDEŞLERİMİZ…
    BİZLERİ DAĞDAN İNDİRDİLER ŞU AN TERÖR DAĞDA KOL GEZDİRİNCE BİZİ GERİ ÇAGIRDILAR….

    BİZLER İSE BİZİ DAĞDAN İNDİRENLERİN YÜZÜNÜ KIZARTMAK İÇİN EN BAŞTA VATAN İÇİN TEKRAR GÖREV YAPACAĞIZ…
    KARDEŞLERİM BİZ P.Ö.HAREKATÇILARI DAĞDAN İNDİRMEK BÜ ÜLKEYE YAPILMIŞ EN BÜYÜK HAİNLİKTİR….
    ÇÜNKÜ TERÖRÜN KÖKÜNÜ ÖZEL HAREKATÇILAR KAZAR….
    ASKER 3 AY EĞİTİMDEN SONRA DAĞA ÇIKSADA BİŞEY DEĞİŞMEZ ÇÜNKÜ HİÇ DAĞ GÖRMEMİŞ HİÇ TOPRAK YUTMAMIŞ İNSANLAR VAR….
    TERÖRİSTLER DAĞIN HERTARAFINI DİDİK DİDİK BİLİYOLAR….
    ASKER 3 AYLIK EĞİTİMLE NE YAPABİLİR….
    BU BAKANLARIN BİZİ DAĞDAN İNDİRMESİ DEMEK TERÖRE GEL BU ÜLKEYİ BU VATANIN EVLADINI YOK ET DEMEKTİR……
    KARDEŞLERİM ŞU AN BİZ YİNE GELDİK VE TERÖR BİZİM YAPACAĞIMIZ DARBE İLE
    KENDİ MEZARINI KAZACAKTIR….
    HABERLERDE DUYDUNUZ HARHALDE BAŞBAKANIN BENİM ÜLKEME YAPTIĞI ALÇAKLIĞI…..NE YAPMIŞ DEMEYİN….SAYIN BAŞBAKAN KUZEY IRAKTA BULUNAN TERÖRİSTLERİN ÖLDÜRÜLMESİNE İZİN VERMİYOR….OPERASYON YAPMAYA İZİN VERMİYOR…ÇÜNKÜ ABD DEN PARA ALMIŞ…..
    AMA BİZ GELDİK ARTIK BÜTÜN SORUNLAR BİTECEK….
    ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN…..

  74. yiğit olanın lokması cana azıktır beyler…
    kimse bana söylemesin ”buna yazıktır” beyler
    soyu soysuz olanın sütü bozuktur beyler
    bunların soyu bozulmuş türke düşman göbekten
    bu hesaptır…
    bu hesaptır sorulacak APO DENEN KÖPEKTEN…

    ihanete yarmı olur yüce dağların karı
    üstünüze zalım geldi bu senenin baharı
    deli poyraz gibi vurdu öksüzlerin kaharı
    eleneceksiniz eleneceksiniz ince ince elekten
    bu hesaptır…
    bu hesaptır sorulacak APO DENEN KÖPEKTEN

    YÜCE TÜRK MİLLETİ BİZ GERİ GELDİK ARTIK ANALARIN İÇİ RAHAT ETSİN…..
    ŞEHİT ANALARI SİZ DE İÇİNİZİ FERAH TUTUN ÖCÜNÜZ ALINACAK….

    YİNE ESKİSİ GİBİ KALLEŞ KELLESİ KOLEKSİYONUMUZ OLACAK…

    MEHMETÇİKLER ŞEHİT DÜŞTÜ BU VATANIN UĞRUNA….
    VATAN MI İSTEDİNİZ LAN VATAN MI İSTEDİNİZ LAN KUNDAKTAKİ BEBEKTEN….
    BU HESAPTIR SORULACAK APO DENEN KÖPEKTEN…..

    ARTIK BU APONUN BU ÇOCUK KATİLİNİN HALA YAŞIYOR OLMASI TÜRK MİLLETİNİN İÇİNİ YAKIYOR ….

    ASIN GARDAŞ BU İTİ ŞEHİDİM RAHAT ETSİN ANAM RAHAT ETSİN EVLADIM RAHAT ETSİN….

    BU HESAPTIR SORULACAK APO DENEN KÖPEKTEN….

  75. yigidin harman oldugun yerden yigitlere selam olsun arkadaşlar tabiki bu hainlersizlere sataşaşacaklar çükü onlar EFELERi Ali bogazından kutu deresinden gençden serviden dallı tepeden ğüzeldereden ecemişden dicleden haniden korktan panafdan derecikden umurludanye şilovadan besdadan cudiden yeşildagdan andaçdan görümlüden derelerden mehmetyusufdan sügücüden cehendemderesinden liceden kanimazikiden korkdan metinadan direnişden sarıbetondan haftalinden bekovadan bunlar efeleri çokiyilirler hele hele kelekçi,yi hisartepeyi çok iyi bilirler unutmazlar selam olsun 94/3 devrelerime helal tüm jandarma özel harakatçılara helal olsun polis özel harakatçı kardeşlerime helal olsun bu memleketi sevene ve sevenlere

  76. 14 TEMMUZ DİRENİŞÇİLERİNİN YAŞAMI
    GENÇLİĞİN YAŞAM VE MÜCADELE MANİFESTOSU
    OLMALIDIR

    14 Temmuz eylem planı nasıl gerçekleşti?

    14 Temmuz eylem kararının nasıl alındığını anlamak açısından önceki süreci bilmek önemlidir. 1970’lerin başında tarih sahnesine çıkan Apocu grup, o güne kadar Kürdistan’da var olan sömürgeciliği bir kader gibi kabul etmiş, mücadele azmi kırılmış Kürt toplumunu, yaşadığı bu durumunu mahkum edip lanetlemesi temelinde yeni bir yaşam ve özgürlük arayışına sokan bir süreç başlatmıştır. Bu nedenle PKK’yi ve Apocu hareketi Kürdistan’da bir milat olarak görüyoruz. Bunun en fazlada da duyguda, zihniyette ve ruh halinde yaşanan değişimler açısından bir milat olarak görmek gerekiyor. Kürt toplumu önceleri kendisine çok güvensizdir. Özellikler son yüz yıldaki isyanların bastırılmasından sonra tamamen özgüvenini kaybetmiştir. Kendi gücüyle özgürlük kazanabileceği, demokratik bir yaşam elde edebileceği inancı sistemli uygulanan sömürgeci baskı sonucu Kürt toplumunda yok edilmiştir. Önder APO ve PKK gerçeği esas olarak da Kürt toplumunda yaratılan bu zihniyeti kırmada tarihsel bir rol oynamıştır. Bu nedenle önder APO ilk günden itibaren, koşullar ne kadar zor olursa olsun -dış ve iç koşullar ne kadar Kürt toplumu aleyhine olursa olsun- bir toplum eğer karar verirse, özgürlüğüne ve demokrasiyi elde etme inancı olursa bunu başarabileceğini vurgulamıştır. Bunun için de temel koşulun kendi özgücünü esas alması olduğunu belirtmiştir. Bu açıdan Müslümanlarda her ayetin başlangıcında nasıl ki bismillah rahmani rahim denilir, Apocu harekette ilk çıktığı zamanlarda yaptığı tüm konuşmalarında her şeyden önce Kürt toplumunun kendi özgücüne güvenmesi gerektiği üzerine durmuştur. Kürdistan gibi ayaklar altında ezilmiş, etrafındaki her şeyin hatta kendi ruh halinin bile düşman konumunda bulunduğu bir ülkede bir işi başarmanın şifresinin bu olduğunu vurgulamıştır.
    Öz güç kavramı Apocu hareketin kimliğini belirleyen kavram olmuştur. Bu, ilk kadrodan başlayarak bütün Apocu gruba ve halka özgücü esas alması gerektiğini, başarıda öz güç dışında diğer beklentilerin gerçekçi olmadığını, özgüce dayanmadan diğer imkanların da hiçbir anlamı olmadığını kavratarak daha baştan yaşam ve mücadele felsefesinin temel ilkeleri ortaya konulmuştur. Bu aynı zamanda Kürt toplumunun, Kürt insanının en fazla ihtiyacı olan bir zihniyettir. Çünkü imkanlar, koşullar ne olursa olsun, kendi özgücüne güvenmeyen bir toplumun bir şey yaratması mümkün değildir. Türkiye, artık ben Kürtleri bitirdim, Kürtler artık ayağa kalkamaz derken esas olarak da Kürtlerdeki bu kendine güvenmeyen olumsuz ruh haline dayanmıştır. Bir Japon atasözünün dediği gibi “malını kaybeden bir şeyini, onurunu kaybeden çok şeyini, umudunu kaybeden her şeyini kaybetmiştir” burada umut bir insan ve bir toplum için her şeyin önüne konulmuştur. Nitekim önderliğimiz de “umut zaferden daha değerlidir” derken bu gerçekliği ifade etmektedir.
    Apocu hareketten önce umut kaf dağının ötesinde olan bir olgudur. Ama Apocu hareket Kürt insanının yüreğine ve beynine bu umut tohumunu atmıştır. Türk devletiyle mücadele edebilirsiniz, mücadele ederseniz kazanabilirsiniz, umudunu vererek aslında sömürgeci Türk devletinin Ağrı isyanından sonra bir karikatürde mezara koyduğu “hayali Kürdistan burada meftundur” yargısını yıkmıştır. Kürt toplumunda umut canlandırılıp, kendi özgücüne güven duyar hale getirilerek bu beton mezar kırılmıştır. Apocu hareketin özgücü esas alan zihniyet değişimi çalışmasının kısa sürede Kürt toplumunda nasıl gelişmeler yarattığını, Kürt toplumunun hem binlerce yıl kendi üzerinde egemenlik kuran, iradesini, düşüncesinin ortaya çıkmasını engelleyen Kürt egemen sınıflara hem de militarist gücüyle, korku yaratan Türk devletine karşı koyduğu tavırda da görmekteyiz. Nitekim kısa sürede Apocular yalnız Kürdistan’daki egemen güçlere ve onların siyasi izdüşümlerine değil, Türkiye’deki siyaseti belirleyen düşman güçlere, bu da nereden çıktı, Dedirten bir gelişme ortaya çıkarmıştır. Zaten 12 Eylül darbecileri de Türk sömürgeciliğine karşı Kürdistan’da gelişen bu uyanışı kendileri için tehlikeli gördüğünden askeri bir harekete yönelmiştir. Tabii ki on iki eylülün başka iç nedenleri var, uluslar arası nedenleri var. Ama Türk egemen sınıfları açısından bu darbeyi tetikleyen en önemli etken PKK öncülüğündeki Kürt özgürlük hareketinin, Kürdistan toprağını uyandırmasıyla ilgilidir. Kürt toplumu ve Kürdistan toprağı baştan sona harmanlandı. Düşünce dinamizmi, duygu dinamizmi Kürdistan’da çok büyük boyutlar kazandı. 12 Eylül, Apocu hareketin en fazla da duyguda, düşüncede, zihniyette yarattığı bu değişimi görerek bunu ezmek, tekrardan Apocu hareket öncesi umutsuz, kaderine boyun eğmiş Kürt ve Kürdistan gerçeğine döndürmek istemiştir.
    12 eylül darbesi esas olarak da PKK’nin Kürdistan’da özgürlük tohumlarını ektiği ve bu tohumların yeşererek mücadeleye dönüştüğü bu gelişmenin ve zihniyet değişiminin kökünü kazımak, Apoculuğun, PKK’nin bu topraklarda bir daha ortaya çıkmamacasına süpürüp atmak için yapılmıştır. Bu darbeyle birlikte on binlerce insan gözaltına alınmış, işkenceden geçirilmiş, binlercesi cezaevine doldurulmuştur. Öyle ki PKK’liler kiminle tanışmış, kimin kafasına bir düşünce atmışsa, onun kafasındaki düşünceleri kazımak için bile onları göz altına almış, işkenceden geçirerek cezaevine doldurmuştur. Öyle ki bırakalım Apocu hareketin Kürdistan’da özgüven kazandırıp, umut yaratıp mücadeleye sevk etmesini tersine bu kadrolar, taraftarlar, sempatizanlar ve halk bu harekete bulaştığına pişman ettirilmek için hem dışarıda hem de cezaevinde sistematik bir baskı mekanizması kurulmuştur. Bunun en somut özerinde uygulandığı yer de PKK kadrolarının bulunduğu cezaevleri olmuştur. PKK kadroları şahsında bu zihniyet değişimi zindanın betonlarına gömülmek istenmiştir.
    Zindanda ki uygulamaların amacı sadece cezaevine atmak, teslim almak, idam vermek, müebbet vermek olmamıştır. Çünkü sadece cezalandırmayla PKK yarattığı sonuçları ortadan kaldırmak mümkün değildir. Kişileri sadece cezalandırmakla tatmin olamayacak sömürgeci bir zihniyet vardır. Bunun için cezaevlerine atma ve işkenceden geçirmenin çok ötesinde insanların beyinlerini kusturmak, pişman ettirmek esas hedef olmuştur. Böyle bir zihniyetin Apocu hareketin verdiği mücadele anlayışının tehlikeli ve boş olduğu, hiçbir sonuç vermeyeceğini bizzat kadrolara kabul ettirilerek, Kürdistan’da böyle bir hareketin bir daha başlamasının, çıkmasının zeminleri ortadan kaldırılmak istenmiştir. Bu nedenle akla hayale gelmeyen işkenceler zindanda yapılmıştır. İnsanın dayanma gücünü aşan baskılar yapılarak insanları ölümü arar hale getirmiştir. Diyarbakır’daki işkencenin amacı zaten insanlara ölümü arar hale getirmekti. Böylece cezaevindeki kadroların söylediklerinin tersini yapan bir duruma sokulması mümkün olabilirdi. Yani düşüncelerinden mi vazgeçeceksin yoksa her gün, her saat, her saniye işkence soluyarak canından mı bezeceksin, ikilemi tutsaklara dayatılmıştı. İnsanlar canını vermeye hazırdı. Ne var ki bu imkan elinden alınmıştı. Öyle bir baskı mekanizması kurulmuştur ki insanlar için kurtuluş olacak ölüm bile kapatılmıştır. Ölümden beter, insanların posası çıkartılarak, saçından tırnağına kadar Apocu hareketin verdiği bütün duyguların yok edilmesi hedeflenmiştir. Diyarbakır zindanındaki işkenceler fiziki işkenceden öte, tutsakların bütün ruhunu, duygularını, düşüncelerini her saniye işkence altına alarak, onları bir ceset, canlı ama boşalmış bir ceset haline getirmek için uygulanmıştır. Bu uygulamalar sonucu İnsan olarak yaşasa da o vücutta manevi hiçbir şey kalmayacaktır. Öldürmek bu amacı yaratmadığından Diyarbakır’daki işkenceli sistem kurulmuştu. Diyarbakır’da insanların ölümü bile tehlikeliydi. Çünkü duyguları ve düşünceleri ölmeden gerçekleşen bir fiziki ölüm tehlikeli görülüyordu. Onun için öldürmemek ama yaşarken bütün ruhu ölmüş bir hale getirilmek temel hedefti. Hedefin bu boyutta olması baskıları gerçekten işkence ve zulümden öte bir niteliğe büründürmüştü.
    Bu işkence, halkın umuduna, özgüvenine ve her türlü değerine saldırıp, yok ederek halkın gelecek yüz yıllarını yok etmek istemiştir. Diyarbakır zindanında öz güç kavramına inanmış, umudu kendisine yedirmiş, sömürgecilere, dünyaya karşı savaşmaya yükümlü olduğunu benimsemiş kadrolar ve sempatizanlar açısından Kürt halkını her yerde diri diri mezara koyacak bu uğursuz amaca karşı koyuş büyük bir direniş geleneği ortaya çıkarmıştır. Bu direniş anlık, duygusal bir direniş değildir. Sadece fiziki işkenceye karşı yapılmış bir direniş değildir. Bu direniş, bir topluma geçmişte yapılan ve gelecekte de yapılmak istenen en ağır baskı ve işkencelerle en kötü ölümün dayatılması karşısında, geçmişten geleceğe bütün halkın umudu, bütün halkın isyanı haline gelebilecek bir direniş zincirinin en temel halkası ve kaynağı olarak tarih sahnesine çıkmıştır.
    Direniş kararı 14 Temmuzdan çok önce verilmiştir. 8-10 aylık bir geçmişi vardır. Diyarbakır cezaevinde ki işkencelerin amacı 1981 Ağustos ve Eylül’ünde tamamen anlaşıldığında PKK’nin önder kadroları açısından buna karşı bir direniş geliştirilmesi zorunluluğu ortaya konulmuştur. Bu baskılar ve uğursuz amaç karşısında güçlü ve etkili bir direniş dışında yolun bulunmadığı görülmüştür. Böyle bir direnişten kaçmak bırakalım ihanet konumuna düşmeyi, ihanetten ihanet beğen biçiminde bir çıkmaza girmek anlamına gelecektir. Dolayısıyla tek yol olarak direniş benimsenmiştir. Direnişten kaçmak sömürgecilerin kucağına düşmekle sonuçlanacak kara bir tarih ortaya çıkaracaktı. Halka verilen sözler, umutlar, güven boşa çıkarılmayacaksa, böyle bir umudun yeşertilmesi ve halkın özgüven kazanması için verilen şehitlerin kanı boşa gitmeyecekse, yoldaşlar topluluğu olarak bir birimize verdiğimiz sözler, yalan, sahte ve birbirimizi kandırmak anlamına gelmeyecekse, PKK’nin kökünü kazıma anlamına gelen bu saldırıya karşı tarihsel bir direnişin ortaya konulması gerekiyordu. Sömürgeci Türk devletinin zindanlarda Kürt halkının özgürlük umudunu boğma uygulamalarına dur denilmesi için savunmaların mahkeme aşamasında direnişe geçme kararı alınmıştı. Mazlum’un şahadeti daha sonra da dört arkadaşın kendisini yakmasıyla birlikte daha önce alınan bu kararın gecikmeden yerine getirilmesi zorunluluğu ortaya çıkmıştı. Bir günlük gecikmenin bile ihanetten ağır sonuçları olurdu.
    Diyarbakır davalarının son duruşmalarından biri, 1982 31 Mayısta başlayacaktı. 31 Mayıstan bir hafta kadar önce dörtlerin şahadeti duyulmuştu. Bu ortamda 31 Mayısta başlayacak Diyarbakır duruşmalarına gidilirken koridorda, Kemal Pir arkadaşın “artık böyle gidemez, direnişe geçmemek, kokuşmaktır, yozlaşmaktır” anlamına gelen değerlendirmeler yapması sonucu eylemin başlatılması kararına varıldı. Bu karar zor koşullarda cezaevi arabası içinde fırsat bulunarak Hayriye de aktarıldı. Hayri de olumlu bulmuştu böyle bir direnişin başlamasını. Diyarbakır davasının 31 Mayısta başlayan yeni duruşmalarında hemen başlatalım mı başlatmayalım tereddüttü ortaya çıktı. Karar alınmıştı, ama hemen mi başlatalım sorusu tam netleşmemişti. Bu nedenle o duruşmada açıklama yapılmadı. Duruşmalar dönüşünde Hayri arkadaş Urfa grubunun daha kalabalık olduğunu, bu grupta açıklamanın hem kamuoyuna hem de arkadaşlara ulaşma açısından daha olumlu olacağını belirtti. Öte yandan Hilvan Siverek mücadelesinin bizim açımızdan önemli olduğunu, son duruşmalara birkaç gün katılarak yapılacak saldırılara cevap verilmesi gerektiğini, arkadaşların bu konuda sahipsiz bırakılmamasının önemli odluğunu belirterek, ölüm orucu kararının açıklanmasını Diyarbakır grubundan sonra başlayacak Urfa grubuna bırakılmasını önerdi. Bu çerçevede Urfa grubunda başlatmak biçiminde genel bir eğilim ortaya çıktı.
    Urfa grubu davalara başladı, ilk bir iki gün duruşmalara katıldı. Ondan sonra Hayri ben yarın açıklayacağım dedi. Çünkü Urfa grubunda eylemi açıklama göreve Hayri arkadaşa verilmişti. Eylemin başlatılmasının düşünüldüğü gün Hayri arkadaş duruşma sırasında söz almak istiyor, elini kaldırıyor, ama bütün ısrara rağmen Hakim Hayri’ye söz hakkı vermiyor. Biz tabii Hayri arkadaşı bekliyorduk. Hayri arkadaş hücreye konulduktan sonra musluk borusuna vurdu. Ses gelince ben kulağımı musluğa dayadım. Hayri, çok ısrarlı söz istedim, ama söz hakkı vermedi, yarın mutlaka söz hakkı alacağım, dedi. Hayri bunları söylerken görevini yerine getirememiş olmanın mahcubiyet psikolojisiyle konuşuyordu. Diğer gün Hayri tekrar duruşmalara götürüldü. Bu duruşmalara Kemal de katılıyordu. Hayri, ölüm orucunu Urfa grubunda açıklayalım dediğinde Kemal, doktor öyle diyorsa tamamdır, demişti. Bu açıdan Kemal de Hayri’nin kararı açıklamasını bekliyordu. Burada bir hususu belirtmekte fayda var, Kemal 1981 yılında 45 gün süren ölüm orucunda sorumluluk almış ve bu eylem istenen sonuçlara ulaşmamıştı. Bu nedenle Kemal arkadaşımız eylem konusunda fikri sorulduğunda ve bu konuda yapılan tartışmalarda, ben karar vermem, ama siz karar verdiğinizde ben de her zaman bu direniş içinde olacağım, diyerek tutumunu ortaya koymuştu.
    Hayri ikinci gün de kararı açıklamak için ısrarla el kaldırıyor. Sözlü olarak da bir şeyler söylemek istediğini belirtiyor. Duruşmanın başından sonuna kadar ısrarla söz hakkı istemesine rağmen, hâkim oralı olmuyor. Aslında Urfa grubunda da her zaman PKK adına konuşan Hayri olmasına rağmen konuşma izni verilmiyor. Çünkü Hayri her konuştuğunda, partiyi savunan ve partinin hangi eylemi neden, ne için yaptığını veya yapmadığını ortaya koyardı. Söz hakkı verdiği zaman da mutlaka davayı kendileri açısından yönlendirmek için almak istedikleri cevaplar nedeniyle söz hakkı verirlerdi. Ama Hayri her söz almasını parti açısından olumlu kullanırdı. Bu nedenle her zaman söz hakkı vermezlerdi. Bu defa da söz alamayan Hayri büyük bir sıkıntı içinde cezaevine döner. Biz sabırsızlıkla Hayri arkadaşın gelmesini beklemekteydik. Çünkü bizim açımızdan da artık ölüm orucu eylemi gecikmiştir. Kapılar açıldığında dikkatle takip ediyorduk. Hangi kapı açıldı, hangi katlara çıkıldı, hangi katların giriş kapısı açıldı, hangi hücrelere arkadaşlar girdiler, bunları tahmin ediyorduk. Bu tahminlerimiz çoğu zaman da doğru çıkardı. Her kilidin ve Her kapının çıkardığı ses ayrıydı. Sürekli aynı yerde kalmanın sonucu bunları biliyorduk. Hayri’nin kapısı açılıp içeri girdiğinde musluğa vurdu. Ben kulağımı musluğa dayadığımda, Hayri çok mahcup bir biçimde “çok ısrar ettim söz vermedi, her şeyi denedim, ama söz hakkı alamadım, bunu arkadaşlar da görüyorlardı” biçiminde üzerine düşeni yapmak istediğini, ama hakimin söz vermediğini bizi ikna etmek isteyen bir üslupla konuşuyordu. Gerçekten çok ezik görünüyordu. Acaba arkadaşlar benim başlatmaya cesaret edemediğimi mi düşünüyorlar, ürktüğümü mü düşünüyorlar? Biçiminde kaygılarla böyle bir konuşma üslubu içine girmişti. Bu ruh halini görünce, Hayri arkadaşı sorun değil sonra açıklarız, biçiminde teselli etmeye çalıştık.
    Diyarbakır cezaevinin koşulları zordu, işkence hat safhadaydı, bırakalım bir eylem başlatmanın, bir söz söylemenin bile bedeli bazen ölümle sonuçlanıyordu. Ölümden korkma yoktu, ama ağır işkenceler ve psikolojik baskılarla insanlar tüketilmeye çalışılıyordu. Böyle bir ortamda Hayri, arkadaşların kendisi hakkında farklı bir yorum yapabileceğini düşünmüş olabilir. Çünkü koşullar bu tür düşünceler de ortaya çıkarabilirdi. Biz Hayri arkadaşın ciddiyetini, kararlılığını bildiğimizden dolayı neden konuşamadığını anlıyorduk. Üçüncü gün Hayri arkadaş tekrar duruşmalara gitti. Bu duruşmada da sık sık elini kaldırıp söz hakkı alarak konuşmak istiyor, fakat hakim heyeti ısrarla söz vermekten kaçınıyor. Artık duruşmaların giderek sona geldiğini, o gün de duruşmanın bitebileceği kaygısıyla Hayri çok ısrar ediyor. Bunun sonucunda hakim, Hayri ne söylemek istiyorsan yerinde söyle diyor. Hayri, ben kürsüde konuşmak istiyorum, önemli şeyler söyleyeceğim, diyor. Hakim o zaman merak ederek kürsüye çağırıyor. Kürsüye gittiğinde, o güne kadar ağır baskı gördüklerini, cezaevi koşullarının çok kötü olduğunu, bu koşulların düzeltilmesi için defalarca mahkemeyi bilgilendirmemize rağmen hiçbir karşılık verilmediğini, hatta baskı ve işkencelerin daha da arttığını, bu nedenle bu saatten başlayarak ölüm orucuna girdiğini belirtiyor. Baş hakim Emrullah Kaya, Hayri’nin bu sözlerini işitince, böyle yapmayın, bir dilekçe verin biz iletelim dediğinde, Hayri, biz defalarca söyledik, ama taleplerimiz yerine getirilmedi, diyerek, kararının kesinliğini bir daha belirtiyor. Hayri’den hemen sonra Kemal el kaldırarak, ben de konuşmak istiyorum diyor. Kemal’i tanıdıklarından dolayı, ne söyleyeceğini bildiklerinden kürsüye gelmesine müsaade etmiyorlar. Bunun üzerine ben de Hayri’nin görüşlerine katılıyor ve ölüm orucuna başlıyorum diyor. Ali Çiçek el kaldırıp daha önce kabul etmediği eylemleri kendisinin yaptığını belirterek ölüm orucuna başladığını açıklıyor. Arkasından üç arkadaş daha ölüm orucuna başladıklarını ilan ediyorlar. Mahkeme heyeti bakıyor durum ciddi, eğer duruşmayı bitirmezlerse daha başkaları da ölüm orucuna girdiklerini açıklayacak. Bunun üzerine hemen apar topar dosyaları kapatıp duruşmayı bitirip, kaçarcasına salondan ayrılıyorlar.
    O güne kadar duruşma bittikten sonra, mahkeme salonunda ve arabalarda bekletilen ve sürekli işkenceye maruz kalan tutsaklar, ölüm orucunun açıklandığı gün, hızlı bir biçimde salondan çıkartılıp, arabalara bindirilerek hiç bekletilmeden cezaevine götürülüyorlar. Cezaevine getirildiğinde daha çok iç güvenlik amiri Esat Oktay’ın oturduğu kantin denen yerde arkadaşları durduruyorlar. Esat Oktay, Kemal’i çağırtıp, bu işten vazgeçin, daha önce yaptınız ama başaramadınız, bırakın yoksa sizin için daha kötü olur, biçiminde tehdit eder. Kemal, kötü mü olacak, kimin için kötü olacak sonra belli olur, diyerek kararlılığını ortaya koyar. Bunun üzerine arkadaşları hücrelere götürürler. Kemal’in Esat Oktay’a söylediği bu yönlü sözler daha sonra çeşitli yerlerde, Kemal, Esat Oktay’a; sen nereye gidersen git sonuna kadar senin peşinde olacağız, ben ölüm orucunda ölürüm, ama senin de sonun iyi değildir, biçiminde aktarmıştır. Bunalar Kemal’in, Esat Oktay’a söylediklerinin bu biçimde anlaşılması ve yorumlanması olarak görülmelidir. Özü itibariyle söylenenler yanlış değildir.
    14 Temmuz günü arkadaşların mahkemeden gelmesini heyecanla bekliyorduk. 35. koğuş dediğimiz dört katlı hücre bölümünün dış kapısı açıldı. İlk önce birinci kattaki arkadaşlar yerleştirildi, sonra iki ve üçüncü kattaki arkadaşlar yerleştirildi. Sonra dördüncü katın kapısı açıldı. Dördüncü katta sadece Hayri ve Kemal’in de içinde bulunduğu üç arkadaş duruşmalara katılıyordu. Kapılar açıldı, arkadaşlar hücrelere yerleştirilmeye başlandı. Hayri ve Kemal’in dışında üç-dört arkadaş daha dördüncü kata yerleştirildi. Bu tabii dikkatimizi çekti. Farklı bir duruşma olduğu anlaşılıyordu. Gardiyanlar hücreleri kapatıp, gittikten sonra Hayri hemen musluk borusuna vurarak çağrısını yaptı. Ben kulağımı boruya dayadığımda, Hayri büyük bir heyecanla ve sesi titreyerek, üzerinde ki ağır yükü atmanın rahatlığı ve bir görevi başarmanın heyecanıyla “başardık başardık altı kişiyle başardık” dedi. Bu sözler aynı zamanda Hayri’nin dilinden büyük bir eylemin başlatıldığını ifade ediyordu. Hayri gibi sakin, soğukkanlı bir arkadaşın, başardık başardık, altı kişiyle başardık, demesi sadece eylemin başlamasını değil ama başarılı geçecek bir eylemin müjdesini ifade ediyordu. Hayri’nin bu sözlerinden bu eylemin sonuna kadar gideceği ve başarılı olacağı ortaya çıkmıştı. Zaten Hayri, bir söz söyledi mi yerine getiren bir arkadaştı. Ne Kendini aldatan nede başkasını aldatan biri değildi. Hayri’nin bu sözlerini duyunca bizde de büyük bir heyecan başladı. Konuşma bittikten sonra artık bu heyecanla yerimizde duramıyorduk. Hücremizde bu direnişin büyüklüğü ve neler getireceğini düşünüp, volta atıyorduk. Bu eylemin başladığı süreç, ortaya çıkaracağı sonuçlar, mücadelemiz, partimiz, halkımız açısından önemi duygularımızı yoğun hale getirmişti. Eylem ve eylemin sonuçları dışında artık farklı bir duygu ve düşünce aklımızdan bile geçmiyordu. Bazı kaygılar taşısak ta esas olarak eylemin başarısından başka bir şey düşünmeyen duygular içindeydik.

    -14 Temmuz eyleminin öncüleri kimlerdi ve ne kadar süre devam etti?

    Eyleme baskıların amacı anlaşıldığında karar verilmişti. Bu kararın içinde Mazlum arkadaşta vardı. Mazlum arkadaş, 12 Eylül rejiminin Diyarbakır cezaevi şahsında halkımızın özgürlük mücadelesine ve partimize karşı niyetleri neler yapmak istediği anlaşılınca bir an önce eylem yapılmasından yana oldu. Eylemin bir zorunluluk olduğu konusunda bütün arkadaşların benzer yaklaşımları vardı. Ancak birinci ölüm orucundaki başarısızlık zamanlama konusunda belirli tereddütler ortaya çıkarıyordu. Uzun tartışmalar sonucunda son savunma öncesi eyleme başlama kararı verilmişti. Yazılı savunma yapmayı tarihsel bir görev olarak biliyorduk. Savunmalar aşamasında eylem yapmayı düşünürken, biz mahkemelerin 3-4 ayda biteceğini sanıyorduk. Ne var ki duruşmalar beklemediğimiz biçimde uzadıkça uzadı. Bunun sonucunda ideolojik yaklaşımın ilkeliliği, hassaslığı ve sabırsızlığıyla Mazlum arkadaş kendi tutumunu çok erkenden ortaya koydu. Bu yönüyle 14 Temmuz eyleminin başlatıcılarının içine Mazlum arkadaşı da katmak gerekir. Newroz’da yapılan eylemi aslında çok önceden alınan 14 Temmuz büyük ölüm orucu kararının o günkü koşullarda Mazlum tarafından uygulanması olarak değerlendirmek doğru olur. Zaten bizde Mazlumun eylemini 14 Temmuz eylemini başlatan kıvılcım olarak değerlendirdik. Bu eylemden sonra Hayri arkadaş Mazlumun mesajının anlaşıldığını belirterek, ulaşabildiği arkadaşlara artık böyle bir tek tek eylem değil de toplu eylemeler yapmak gerekir biçiminde düşüncesini iletti. Savunma aşamasına gelmeden önce dörtlerin eylemi olunca artık eylemi ertelemek anlamsızlaşmıştı. Dolayısıyla dörtlerin eylemi duyulunca 14 Temmuz eylem sürecide başlamış oldu. Yani tetikleyicisi dörtlerin eylemi oldu diyebiliriz. Kemal ile 31 Mayıs’ta Diyarbakır duruşmalarına gidildiğinden alınan eylem kararımız başta Akif arkadaş olmak üzere bazı arkadaşlara iletilmişti. Nitekim Urfa grubunda ölüm orucu altı arkadaşla başlatıldıktan sonra eyleme 35. koğuşta Akif ile hücresindeki bir arkadaş bir gün sonra katıldılar. Böylece ölüm orucu sekiz arkadaşla başlamış oldu. Sekiz arkadaş daha sonra 37. koğuş denilen diğer hücreler bölümüne götürüldü. Altıncı gün biz de katıldık, bizi de arkadaşların yanına götürdüler. on beş gün, bir ay ve bir aydan sonra katılan arkadaşlarda oldu. Yirmiye yakın arkadaş ölüm orucuna katılmıştı. Bunlardan biri TKP –ML örgütünden bir arkadaştı.
    Ölüm orucu Temmuz sıcağının zor koşullarında sürdü. Daha sonra katılanlarından bazılarına ilk gün bazı fiziki saldırı ve sözlü hakaretler yapılsa da daha sonra bu tür bir yönelim olmamıştır. Ölüm orucu cehennem sıcağında ve sivrisineklerin yoğun saldırısı altında sürdü. Susuzluk ve sıcak eylemcileri çok zorladı. Bazı arkadaşlar sıcağın etkisiyle 35. günlerde bayılıp hastaneye kaldırıldılar. Ancak eylemciler tüm bu zorluklara rağmen büyük bir moralle ölüm orucunu sürdürdüler. Ölüm orucunda günler ilerleyip de şahadetler yaklaştıkça direnişçilerin morali, görevlerini yerine getirmenin huzuruyla daha yüksek oluyordu. Çünkü bu eylemin başarısı bu halkın özgür geleceğini sağlamada önemli rol oynayacaktı. Özellikle de bu halkın özgür geleceğine öncülük eden PKK’nin yarattığı değerlere saldırı püskürtülecek, bu değerlere inanan halkın özgürlük mücadelesi daha ileri boyutlara taşınacaktı. Arkadaşlarımız bu eylemin böyle bir tarihi sonucu olduğunu derinden hissediyorlardı. Düşmanın uğursuz hedefin büyüklüğü, kötülüğü, direnişçilerin de amacının büyüklüğü ve bu düşmanı geriletmenin sevincini de yüksek tutuyordu. Eylemcilerin genel ruh hali böyleydi. Ölüm orucunun genel ruh haliydi. Bu açıdan PKK’nin önder kadrolarının 14 Temmuz’daki duruşu, ruh hali, kararlılığı halkımızın var olmasını sağlayan ve özgür geleceğini yaratan tarihsel bir role sahiptir. Bu günler, o şahadete giderken son nefes alışlar gerçekten de kutsal nefes alışlardır. Kemal ölüm orucu içinde “oh be özgürlük ne güzelmiş” sözleriyle kendi şahıslarında Kürt halkının binlerce yıldan sonra bütün baskılardan ve zulümden kurtulup özgür bir yaşamı yaşamasının heyecanını, coşkusunu dışa vuruyordu. Kürt halkı da, gerçekten binlerce yıllık baskıdan egemenlikten sonra kazanacağı özgürlükte, Kemal PİR yoldaşın ölüme gitmeden önce özgürlük için yürüttüğü direnişte söylediği bu özgürlüğün güzelliğini anlayacak ve yaşayacaktır.
    Ölüm orucunun başladığı 14 Temmuz gününden tümden bırakıldığı ana kadar yetmiş gün civarında sürdü. Ölüm orucunun ilk şehidi Kemal PİR yoldaştır. Kemal PİR yoldaş şehit düşmeden on gün kadar önce gözlerini kaybetmişti. Düşman eğer ölüm orucunu bırakırsan gözlerin yeniden güçlenir ve kurtarılır dediğinde, benim için önemli olan Kemal’in olduğu gibi kabul edilmesidir, cevabını vermişti. Yani düşüncesiyle, duygusuyla, inancıyla kabul edilen bir Kemal ancak ölüm orucunu bırakabilir yoksa olduğu gibi kabul edilmeyen bir Kemal’in gözlerinin görmesinin hiçbir anlamı yoktur, tutumuyla bu tür söylemleri elinin tersiyle itmiştir. Yine ölüm orucunun ikinci şehidi Hayri Durmuştur. O da şahadetinin sonuna kadar en ufak tereddüt göstermeden şahadete ulaşmıştır. Akif Yılmaz gözleri görmediği halde, son günlerini tamamen gözlerini kaybetmiş biçimde geçirmiştir. O da eylemin başarısı dışında gözünü, yaşamını, kendi varlığını düşünmemiştir. Saçından tırnağına kadar en değerli varlık olan her şeyini ve gözünü, halkın özgürlük ve demokrasi mücadelesine adamıştır. O da şahadete yaklaşırken, halkı için üzerine düşen tarihsel görevi yerine getirmenin huzuruyla, moraliyle son saatlerini ve dakikaların geçirmiştir. Ali Çiçek ise halkın acısının, öfkesinin sembolü olarak, halkına yaşatılan zulmü kabul etmeyen ve bu zulmün ortadan kalkması için kendisini fedai olarak ortaya koyan, bütün yaşamını böyle yaşayan bir gençlik yıldızıydı, önderiydi. Bu arkadaşlar, hem bir partili olarak, hem de tek tek bireyler olarak iki aydan fazla süren bu ölüm orucuyla sadece cezaevinde tutsaklar üzerindeki zulme bir cevap vermediler, aynı zamanda o zorlu geçen aylarda Kürt halkının yeni ruhunu yarattılar, partimizin devrimci ruhunu daha güçlü hale getirdiler. Bu açıdan 1982’nin Temmuz, Ağustos, Eylül ayları bir halkın yeniden yaratıldığı dönem olarak değerlendirilmelidir.

    İşkence ile geçen Amed zindanlarında böyle bir eylem kararlılığı insanüstü bir iradeyi ortaya çıkarıyor. Bu iradenin güç kaynağı neydi? Nasıl bir inançtır bu?

    Amed zindanlarında gösterilen kahramanca direniş gerçeğinin kaynaklarını ve nedenlerini Kürdistan tarihi ve Kürt halk gerçeğinde aramak gerekir. Kürdistan halkı insanlığın en eski halklarından olmasına rağmen, Ortadoğu coğrafyasında bulunması itibarıyla sürekli büyük sömürgeci güçlerin istila seferiyle karşılaşmıştır. Bir taraftan insanlığın en güzel değerleri bu coğrafyada yaratılırken diğer taraftan bu değerler sürekli bir saldırı ile karşı karşıya gelmiştir. Kürt halkı böyle bir baskı ve zulmü tarih içinde hep yaşamıştır. Özellikle son iki yüz yılda halklar açısından bir zehir olarak yayılan milliyetçiliğin yaşattığı acılardan en fazla da Kürtler nasibini almıştır. Özellikle sömürgeci Türk devleti gerçeğinde zulüm, baskı, inkarcılık tam bir soykırım düzeyinde yürütülmüştür. PKK böyle bir zulüm tarihine öfke duyarak tarih sahnesine çıkan bir aktördür. Tabi ki bu zulme, bu haksızlığa büyük bir yurt ve halk sevgisiyle karşı çıkılmıştır. Bu açıdan Önder APO ve PKK her şeyden önce de bu zulmü derinden, yüreğinden hisseden bir yurtseverlik gerçeğini, yurtseverlik sorumluluğunu ve bu temelde de bir özgürlük savaşımını ortaya çıkarmıştır. Önderliğimizin belirttiği gibi lanetliliği derinden anlarken kutsallığı da derinden hissetme bu toprakların trajik gerçeğidir. Diyarbakır zindanındaki zulmü de Kürdistan üzerinde uygulanan sömürgeciliğin karakteri ve türevi olarak doğru anlamak gerekiyor. Bu zulme karşı gösterilen direnişi de ancak bu zulmü yenebilecek düzeyde bir halk ve yurt sevgisinin derinliğinin ortaya çıkardığını bilmeliyiz. Zaten PKK gerçeği, Apocu hareket gerçeği büyük zulüm karşısında direnebilme iradesini gösterebilme, zorluklar karşısında bırakalım yenilmeyi aksine zorlukları direnme gerekçesi yapma kimliğini ifade ediyor. Apoculuk böyle bir kimliğin adıdır.
    Bu irade ve inanç tabii ki doğuştan kazanılmış bir durum değildi. Kürt gençlerinin, Kürt insanın hepsi de böyle değildi. Bu aslında önderliğimizin Kürdistan gerçeğini ve özgürlük tutkusunu ortaya çıkarma, bu konuda yoldaşlarının inancını en yüksek düzeyde tutma çabasıyla ilgilidir. Bu duyguları açığa çıkaran, devrimci duyguları, inanç ve iradesi bir derya olan önderlik gerçeğiydi. Zaten biz on dört Temmuz’u her zaman önderlik tarzının Diyarbakır’da hayata geçmesi olarak tanımladık. En zor koşullarda mücadele yürütme kararlılığı ve tarzı olarak belirttik. Çünkü Kürdistan devrimi de dünyanın en zor devrimiydi. PKK bu devrimi gerçekleştirme ideasıyla ortaya çıktı. Dünyanın en zor coğrafyasındaki devrimi gerçekleştirme ideasıyla ortaya çıkan bir hareketin kendi kadrolarını da bu zihniyetle yetiştirmesi doğaldır. Yani imkânsızlıklar içinde ve zor koşullarda mücadele yapmaya inanan örgüt ve kadro geçeği Kürdistan’da mücadele yürütebilirdi. Bu açıdan irade derken, irade derinliği ve gücü aslında taşınan sorumluluğun düzeyi ile ilgilidir. Köle bir halkı, tümden özgüvenini kaybetmiş, umudunu kaybetmiş bir halkı en dip yerden çıkarmak ancak en güzel ve en derin duygu ve çok büyük çabayla olabilir. Ya da bu kölelikteki derinliği anlamak, özgürlük tutkusunun yüceliğini ortaya çıkarır. Bu nedenle de 14 Temmuz gerçeğinin bu diyalektik birliği iyi anlaşılmalıdır. Önderliğimizin belirttiği gibi “ insan uçurumun kenarında kanatlanır” derken de Kürdistan gerçekliğinde PKK’nin ortaya çıkışını ifade etmektedir. Bu direnişin kahramanlık karakteri zaman zaman insanlar tarafından zor anlaşılmaktadır. Bu nedenle, bir dış destek mi var, kuşkusunu dile getirmektedir. Nedeni de Kürt toplumsal gerçeğini, bir toplum olarak insanlığın yüce değerlerini taşıması ve buna karşı yapılan baskıları anlamamayla ilgilidir. Kürt halkı üzerindeki baskının derinliğini anlamak ve bunu bilince çıkarmak yenilmez bir direnişçilik ortaya çıkarır. Felsefi ve ideolojik düzeyde yapılacak çalışmalarla bu baskıya karşı özgürlük ihtiyacı kapsamlı ortaya konulursa her türlü zorluk bu özgürlük inancı karşısında yenilmeye mahkumdur. PKK’nin yenilmezliği gerçeği altında bu durumu görmek gerekir. Bu gün bazı kesimlerde çok bireysel, bencil, kendi durumuyla, duruşuyla dünyayı anlama, iyiyi de kötüyü de bu çerçevede ele alma söz konusudur. Kötülüğü ve iyiliği kapitalist sitemin yarattığı duygular ve değerler çerçevesinde ele alanlara önderliğin de dediği gibi sistem, başta gençlik olmak üzere topluma sahte paradigmalar sunmaktadır. En kötüsü de gençliğin ve çeşitli kesimlerin kendi durumunun insanlık ve toplum açısından ne kadar kötü olduğunu anlamayacak düzeyde gözlerine at gözlüğü takılmıştır. Şu anda Kürt halkının yaşadığı durumu yeterince kavramayan, buna göre duygusunu, mücadelesini keskinleştirmeyen bir gençlik bulunmaktadır. Dün Kürt gençliğinin duygu yüceliği Kürdistan gerçekliğini ve özgürlük ihtiyacını kavramayla ortaya çıkmışken, bu gün Kürt gençliğinin hala kimliği tanınmayan Kürdistan gerçeği karşısındaki duruşu bu gerçekliği derinden kavrayamama ile ilgilidir.
    Bu dünyada insanın eli, kulağı, gözü ve ayağından çok daha büyük değerlerin olduğunu on dört Temmuz içinde Kemal PİR direnişçiliği ve Akif’in duruşu ortaya koymuştur. İnsanın düşüncesiyle, duygusuyla tarih içinde kazandıkları bir bütünü ifade etmektedir. İnsan bir bütündür. Kimliği, kişiliği bir bütündür. İnsanın kimliğini, kişiliğini tarihinden ve geleceğinden koparıp atarsanız, İnsanı basit, günlük yaşayan bir birey haline getirirsiniz. Böyle yaklaşıldığında ise Kemal PİR direnişçiliği anlaşılamaz. Günümüz kapitalizminin ister modern anlayışının ister post-modern anlayışının insanda yarattığı bencil, bireyci duygular ya da toplum karşısında sorumsuz ve insanı toplumdan koparan, toplum birey bütünlüğünü, bireyle tarih bütünlüğünü göz ardı eden yaklaşımlarla ne Kemal PİR anlaşılabilir ne de Kemal PİR direnişçiliği ortaya çıkarılabilinir.
    Her şeyden önce Kemal PİR’in yaşam ve mücadele felsefesini kavramak önemlidir. Kemal’in direnişi Nasıl bir yaşam? Gerçeğine verdiği cevapta gizlidir. Eğer Kemal’in sıradan bir yaşam anlayışı ve mücadele felsefesi olsaydı böyle büyük direniş olmazdı. Gözünü kaybetmesine ve ölüme yaklaşmasına rağmen moralini en yüksekte tutması yaşam felsefesinin insanlığın tüm güzelliklerini kapsayan ölçülerde olmasıdır. Kemal’in yaşam felsefesi nedir sorusuna, Uğruna ölünecek kadar sevilen, uğruna ölünecek değerde olan bir yaşam özlemi biçiminde cevap vermiştir. Direniş içinde yaşamı uğrunda ölecek kadar seviyorum demiştir. Hangi yaşamı seviyor: uğruna ölecek kadar değerli, içerikli bir yaşamı. Öte yandan bırakalım uğruna ölmeyi en ufacık fedakarlık yapılmayacak yaşamlar vardır. Bu günkü yaşamların çoğu böyledir. Uğruna en ufacık fedakarlık yapılamaz.sadece yalanla dolanla sürdürülmeye çalışılır. Günlük olarak bir yaşam bırakılıp başka bir yaşama geçiliyor. Bukalemun gibi bir yaşamdan başka bir yaşama geçmede hiçbir sakınca görmüyor. Çünkü o anda benimsediği yaşamın herhangi bir değeri yoktur. Dolayısıyla bırakılması da kolay olmaktadır. Kolay bırakılan yaşamların özgür yaşam olmadıkları açıktır. Bir köleci yaşamdan diğer bir köleci yaşama geçmektir. Bir değersiz yaşam vardır başka bir değersiz yaşama geçilir. Çok değerli bir yaşam kolay bırakılmaz, ölünse de bırakılmaz. Uğruna ölünecek bir yaşam felsefesi olursa, yaşam ölçüsü bu kadar yüksek değerde ortaya konulursa o zaman yeni yaşam arayışçılığı da çok keskin olur, çok kutsal olur, çok mücadeleci olur. Kemal böyle bir yaşam arıyordu. Bu nedenle uğruna ölünecek düzeyde bir yaşamı yaratma mücadelesi veriyordu. Bu anlayışla uğruna ölünmeyecek bir yaşam, basit bir yaşam teklif edildiğinde elinin tersiyle itmiştir.
    İnsanlık bu güne gelmişse, özgür yaşam ölçüleri ortaya çıkmışsa, her kes özgürlük, demokrasi diyorsa, özgürlük ve demokrasi için fedakarlık yapmaya hazırsa ya da birazcık özgürlük ve demokratik yaşam bulduğunda bunu bırakmamak için büyük direniş gösteriyorsa bunda tarih içindeki dava adamlarının kendi yaşamlarını bu değerler uğruna adamalarının çok büyük payı vardır. Kemal PİR bir dava adamıydı. Özgürlüğe, demokrasiye. Sosyalizme inanırdı. Sömürüsüz, baskısız bir dünya özlemiyle yaşardı. Sömürünün, baskının olmadığı sosyalist bir yaşam Kemal PİR için heyecan vericiydi. Bu nedenle sosyalizm onun için büyük bir direniş gerekçesiydi. Sosyalist duruşu bireysel olarak göstermek bile Kemal için büyük bir onurdu. İradeli birey böyledir. Düşüncesini koruma böyledir. Kemal bu yönüyle gerçekten PKK gerçeğinde birey iradesinin en yüksek düzeydeki sembolü olarak da değerlendirilir. Bu yoldaşlar güzel umutlar taşırken, bir örgütün, bir halkın, bir toplumun üyesiydiler. Bu yönüyle bu ütopyalarını gerçekleştirmek için birbirlerine söz vermişlerdi. Halka söz vermişlerdi. Bu halka siz kölesiniz, siz zulüm altında inliyorsunuz, PKK size öncülük edecek, kurtuluşunuz PKK çizgisinde mücadele etmekten geçer, demiştir. Bunu söyleyenler, bu konuda halka söz verenler biraz zorlandığında, biz sözümüzden vazgeçtik, biz bu davayı yürütecek adamlar değiliz, diyemezlerdi. Bu açıdan yarattıkları umudu boşa çıkarmayacak kadar onurluydular. Herhalde gerçek kişilikli bir insan her şeyden öncede kendisinden beklenen umutları boşa çıkarmama duruşuna sahip olandır. Kemal PİR ve diğer şehitlerimiz kendi şahıslarında PKK’nin halka verdiği umudu boşa çıkarmamak için bu düzeyde böyle bir irade gösterdiler. Bu yönüyle aynı zamanda sözünde durmak için bir onur mücadelesi de verdiler. Onurlu insan olmayı son nefeslerine kadar yaşadılar. Yaşamları boş geçmedi. İradeli ve onurlu birey duruşunun sembolü olarak son nefeslerini verdiler.
    Hayri 1980’lerin başlarında Şahin Dönmez direniş saflarını bırakınca, Hayri, “Şahin, Şahin biz halka söz veremedik mi? Bu sözümüzü verirken halkın sofrasında yemek yemedik mi? Bunları nasıl unutursun? Bu halk bizim halk değil midir? Bu verdiğin sözler nerede kaldı?” diyerek bir devrimcinin, bir PKK’ linin nasıl bir duruş içinde olması gerektiğini ortaya koymuştur. Bir devrimci için, bir PKK’li için değerli olanların neler olduğunu ortaya koymuştur. Dolaysıyla bu büyük iradeler gösterilirken, halka verilen sözler, yoldaşlara verilen sözler, yoldaşlık sevgisi çok çok önemli rol oynamıştır. Arkadaşlık, yoldaşlık değerli güzel şeylerdir. Arkadaşlar ve yoldaşlar olarak birbirimize sözler verdiysek o zaman gereklerini yerine getirmemiz gerekmektedir. Kemal PİR yoldaş, Hayri yoldaş, Akif yoldaş, Ali Çiçek yoldaş bunun gereklerini yerine getirmişlerdir. Önderliğimiz, Bir Halkı Savunmak adlı eserinde tasfiyeciliğin halkın özgürlüğünü düşünme yerine bireysel, bencil yaşam ve duygular peşinde koştuklarını görünce “biz erkek ve kadın yoldaşlar olarak birbirimize söz vermedik mi? Erkek ve kadın yoldaşlar olarak birbirimize söz verip bu mücadeleyi yürüteceğimizi söylemedik mi? bu sözler nerede kaldı” diyerek bizim temel değerlerimizi, temel kültürümüzü, tasfiyecilerin tutumu şahsında bütün yoldaşlara hatırlatmıştır. Kemal PİR ölüm orucunun ilk günlerinde; dün altıydık, bu gün on altı olduk yarın milyonlar olacağız, demişti. Bu söylem PKK’nin halk sevgisinin, yoldaşlık bağlılığının yarattığı değerlerin ve bu değerler temelinde oluşacak kadroların halka ve partiye bağlı kalarak kendilerinin ortaya koyduğu tavrı geliştirip mücadeleye dönüştüreceklerine inancın ifadesidir. Bu gün on altı yarın milyonlar olacağız, derken aslında kendi sahiplendiği, uğruna yaşamını verdiği değerlerinin gücünün ne olduğunu hatırlatmıştır. Bu değerlerin var olan PKK ile milyonlarca halkı mücadelenin sahibi haline getireceğini vurgulamıştır. Bu inancı PKK’nin öncülük ettiği özgürlük mücadelesinde fazlasıyla gerçekleşmiştir. Diyarbakır zindanında ortaya konulan iradenin ve inancın altında yatan esas şeyler bunlardır.

    Akif Yılmaz ve Ali Çiçek ölüm orucunda en genç olan arkadaşlardı. Bize gençliğin lideri olarak onları anlatabilir misiniz?
    Ali Çiçek cezaevine girmeden önce on sekiz yaşını doldurmamış ya da daha yeni doldurmuş bir arkadaştı. Akif Yılmaz onun kadar genç değildi ama yine de genç bir arkadaşımızdı. O da cezaevine girdiğinde yirmi beş yaşına ulaşmamıştı. Ali Çiçek, PKK, gençlerin arayışına, vicdanına ve temiz ruhuna seslendiğinden Kürt gençliği gibi kısa bir süre içerisinde kendini Apocu hareket içinde bulmuştur. Biz savunduğumuz değerleri tamamen temizliği, saflığı, ilkeliliği içinde ortaya koyuyorduk. Her türlü çirkinliğe karşı tutum koyan bir gruptuk.. PKK neden bu kadar gençliği etkisi altına aldı, denirse bunun cevabı gençliğin duygularına, özlemlerine, temizliğine, saflığına cevap verdiği içindir biçiminde verilmelidir.
    Ali Çiçek de PKK’nin bu özelliğinden etkilenen gençlerden biri olarak gruba erken yaşta katılmıştı. Özellikle Kemal PİR gibi saçından, tırnağına kadar dürüstlüğü, saflığı, haksızlığa ve zulme karşı isyanı temsil eden bir arkadaşımızın sözleri, konuşmaları, davranışları tamamen gençliği bir mıknatıs gibi harekete çekmiştir. Bu yönüyle Kemal PİR’in, Apocu hareketin gençlik hareketi olmasında, gençlerin yoğun katılımın gerçekleşmesinde payını hiç kimse unutamaz. Bu yönüyle Kemal PİR’e bu halk ve gençlik çok şey borçludur. Ali Çiçek, özellikle faşistlerin yerleştiği Urfa şehri içinde faşizme karşı mücadelenin en önünde yer alan bir genç arkadaşımızdı. Bir taraftan faşistlere karşı mücadele ederken diğer yandan da Hilvan, Siverek’te gelişen mücadelenin aktif savaşçısı olmuştur. 1980’ler öncesi milliyetçi cephe hükümetler döneminde MHP hükümeti imkanlarını kullanarak Urfa’yı tamamen faşist hakimiyet altına almak istiyordu. Bu konuda çok önemli bir mesafe de almıştı. Eğer Apocu hareket olmasaydı 1980 öncesi Antep ve Urfa tamamen faşizmin hakimiyetine girerdi. Bu şehirler bu hakimiyet altında inkarcı, sömürgeci politikaların rahat uygulandığı yerler haline gelirdi. Ama buna Apocu hareket müsaade etmedi. Urfa’da faşistlerin terör estirmesine karşı, halkın, Kürt halkının savunma gücü olarak faşistleri örgütleyen ve etkili kılan unsurlara yöneldi. Bu eylemlerin içinde aktif olarak yer alan arkadaşlardan biri de daha genç yaşında Ali Çiçek yoldaş olmuştur. Daha sonra Hilvan, Siverek alanına geçmiştir. 1980 öncesi tutuklanmalın yoğunlaştığı bir dönemde Ali Çiçek de yakalanmıştır. Ali Çiçek yakalandığında, poliste en ağır işkenceleri görmesine rağmen tek bir eylemi kabul etmemiştir. Ali Çiçeğe ne Urfa içinde, ne de Urfa dışında yaptığı hiçbir eylem kabul ettirilememiştir. Bu yönüyle polise direnen, hiçbir eylem kabul etmeden cezaevine gelen ender arkadaşlardan biridir. O dönemlerde poliste direnmek kolay değildi. Polis her türlü işkenceyi uygulayarak mutlaka bazı bilgiler almaya çalışırdı. Bu açıdan Ali Çiçek gibi direnenlerin sayısı az olurdu. Ali Çiçek böyle bir ortamda Cezaevine direnerek, başı dik, hiçbir bilgi vermeden gelmişti. Cezaevinde de onurlu, mücadeleci bir arkadaş olarak gerçekten değer verilen, sevilen bir arkadaş olmuştu.
    Poliste gösterdiği tavır örnek bir davranıştı. Bu örnek davranış bizim tutumlarımızla ve davranışlarımızla ödüllendiriliyordu. Cezaevinde de baskılar yoğunlaşınca her zaman direnişin en önünde oldu, hiçbir direnişten geri kalmadı, bütün direnişlerde militanca tavır gösterdi. Cezaevindeki direnişçilerin moral kaynağı, güç kaynağı oldu. Apocu hareketin nasıl bir genç yetiştirdiğini, gençleri nasıl etkilediğini, gençlere hangi değerler verdiğini Ali Çiçek şahsında rahatlıkla görebiliriz. Ali Çiçek bu yönüyle Apocu değerleri kendinde somutlaştıran bir genç arkadaşımızdı. Poliste bir şey kabul etmediği gibi mahkemede de kabul etmedi. Ne zaman ki ölüm orucuna başladı, iddianamede ki bir çok eylemi meydan okur biçimde üstlendi.
    Ali Çiçeğin polis ve cezaevindeki tutumu başta Hayri ve Kemal olmak üzere bütün arkadaşları gerçekten çok derinden etkiliyordu. Nitekim ölüm orucu sırasında en sıcak diyaloglar Kemal ile Ali arasında geçmiştir. Bir gencin kendisinden daha büyük bir yoldaşına bağlılığının nasıl olduğunu görmek çok hoş bir durumdu. Kendisine bu değerleri yediren, öğreten, kavratan Kemal PİR’e neredeyse her şeyini borçluydu. Özgür yaşamını Kemal’e borçluydu. Kemale böyle yaklaşıyordu. Kemal de halkının acısını, sevgisini, umudunu bu genç omuzlarına yükleyen, bu yükü taşımanın gururuyla onurlu yaşayan bir Kürt gencine nasıl değer verilmesi gerektiğini tutumlarıyla göstermiştir. Kemal PİR, Ali Çiçek şahsında Kürt halkının geleceğini görmüştür. Bir halkın gençliği Ali Çiçek gibi halkını sever, ülkesini sever değerlerine bağlanırsa o halkın -amiyane deyimle- sırtı yere gelmez biçiminde düşünmüştür. Bu yönüyle Ali Çiçeği çok sevmiştir. Ali Çiçek’in, Apocu hareketin özgürlük değerlerini, militan duruşunu temsil etmesi, Kemal PİR için her zaman gurur verici olmuştur.
    Özellikle ölüm orucu sırasında devletin Bucak’ın adamlarını alt kata koyup, eylemcileri dinlettiğini fark edince bu halkın, işbirlikçilere, uşaklara, hainlere öfkesi nasıl olur, bunu Ali Çiçekte görmek mümkündü. Onlara karşı öfkesini ve tepkisini Hayri arkadaş ile Kemal arkadaş durdurabilmişti. Cezaevi öncesi militanlığı, cezaevindeki duruşu ve ölüm orucundaki bu coşkulu hali Hayri arkadaşın, ölüm orucu sonlara doğru giderken, bize Ali Çiçek bizim kızıl yıldızımızdır, buna değer verilsin, korunsun, biçiminde vasiyette bulunması Ali Çiçeğin nasıl bir kişilik olduğunu çok iyi anlatır. Hayri arkadaş ölüme doğru giderken bile bir arkadaşa nasıl yaklaşılması gerektiğinin sorumluluğunu duymuştur. Eğer Ali Çiçek yaşarsa, nasıl değer verilmesi gerektiğini, şehit düşmeden önce söyleme ihtiyacı hissetmiştir. Bir Kürt genci, örgütüne kendisini ancak bu kadar sevdirebilir, yoldaşları üzerinde bu kadar etkili olabilir. Ali Çiçek kendisini hesapsız katan genç bir devrimciydi. Halkın özgürlüğü dışında başka bir yaşam arayışı, duygusu yoktu. Halkın acısını, öfkesini yüreğinde duyuyordu, sevincini yüreğinde duyuyordu. Halkın acısına biraz su serpmek, hafifletmek onun için en büyük onurdu. Ali Çiçek için bu görevleri yerine getirmekten daha büyük bir yaşam olamazdı. Ali Çiçek’i anarken böyle anlarsak doğru anmış oluruz. Yiğitti, ama bu yiğitliği nereden geliyordu, yiğitliğin nedenleri neydi? bu yiğitliğini nasıl bir yaşamla, mücadele felsefesiyle ortaya koyuyordu? Bunları anlamak, bunları pratikleştirmek çok önemlidir.
    Akif yoldaşımız da genç bir arkadaştı. Zaten o dönemde Apocu hareket tamamen gençti. Akif arkadaş serhatlı bir arkadaştı. Akif arkadaş deyince aklımıza, partililik, militanlık gelir. Bir parti kadrosunun, militanın örgüte nasıl yaklaştığı, sorunlara nasıl yaklaştığı aklımıza gelir. Aslında PKK, Akif gibi kadrolarla güç kazanmış, halka öncülük yapabilmiş, örgütleye bilmiş ve büyük başarılar elde etmiştir. Akif kendi iradesini parti iradesiyle birleştiren bir arkadaştı. Halkının iradesini hatta kendi iradesini en iyi biçimde parti iradesiyle parti kişiliğiyle temsil edebileceğini düşündü. Kadro kişiliğini, militan kişiliğini Kürt bireyinin iradesinin en zirveleşmiş düzeyi olarak ele aldı. Bu yönüyle kadro sorumluluğu ve militanlık derken, Akif’in ölçülere, değerlere bağlılığı, bu ölçü ve değerlerle kendini büyüten yaklaşımını anlamalıyız. Akif yoldaşımız bu ölçüleri değerleri koruyarak, sahiplenerek yalnız kendisinin büyümesinin değil, örgütün ve halkının büyümesini esas alan kadro gerçekliğinin somut sembolüdür. Her halde Akif irdelenirken, devrimci bir kişilik olarak biyografisi ele alınırken en fazla da partililiği, militanlılığı, kadro kişiliği ve bu konuda halkına ve örgütüne karşı duyduğu sorumluluk ele alınmalıdır. Şimdi birey iradesi söylemi ile, benim de iradem yok mu, benimde söz hakkım yok mu? diyerek aslında iradesiz, silik, mücadele içinde biraz zorlandı mı iradesi ve duygusu kırılan kadro gerçekliği karşısında Akif yoldaşın ben bir militanım, ben bir partiliyim, benim görevim partinin programını gerçekleştirmektir, benim görevim halkım ve ülkemin yaşadıklarının tarihsel emirlerini yerine getirmektir, diyen ve kendisini halkın ve örgütün hizmetinde gören gerçek bir militan olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Ve bunu büyük bir inanç ve gururla yapıyordu, büyük bir özveriyle yapıyordu. Hatta parti militanlılığını, kadro sorumluluğunu, görevini yeterince yapamadığını düşünen, hatta bencil, bireyci yanlarım var mı diye kendisine soran, bundan kuşkulanan bir arkadaştı. Her şeyini örgütüne vermesine rağmen, örgüt karşısında her şeyini verememenin, eksik yapmanın, yetersiz yapmanın duygusunu taşıyan bir arkadaşımızdı.
    Şimdi bırakalım böyle bir duygu taşımak, örgüt karşısında hesap vermemek, sorumluluk taşımamak, ben neyim, ne değilim, ne kadar örgüte karşı görevlerimi yaptım ya da yapmadım biçiminde hesap yapmamak bir eğilim olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu eğilim ne Kürt gençliğini nede Kürt halkını temsil edebilir. Bu olsa olsa sömürgeciliğin, kapitalist sistemin insanları sorumsuz, ölçüsüz, özgürlük ve demokrasi değerlerinden kopuk, sadece belirli günlük duygularını tatmin eden bireyler haline getirmesinin somut temsiliyeti olabilir. Şimdi benim üzerimde neyin etkisi var diye sorulmuyor. Akif her zaman kendi üzerinde örgüt, kadro, yoldaşlık etkisinin olmasını isterdi. Ancak bu etkiler altında doğruyu bulacağını, özgürlük savaşçısı olabileceğini düşünürdü. Şimdi bu etkiler bende ne kadar var sorusunu sormayı bırakalım bir yana, kapitalist, sömürgeci sistemin yarattığı etkilerin farkına varmadan, o sistemin kişilik özelliklerini kendi kişilik özellikleriymiş gibi yaşayan bir gaflet durumu ortadadır. Eğer Akif’i anlayacaksak sistemin kişiliğimiz üzerindeki etkisini ve bu sistem karşısında ki bu gaflet durumumuzu anlamak ve gözden geçirmek durumundayız.
    Akif yoldaş, Mazlum cezaevine düştüğünde, Mazlumları kaçırma görevi kendisine verilmişti. Fakat bu kaçırma planında başarısız olduktan sonra artık yaşamı kendisine ait olarak görmemiştir. Ben nasıl örgüt görevini yerine getiremem, nasıl cezaevinde ki sorumlu arkadaşı kaçıramam, düşüncesiyle hep vicdan muhasebesiyle yaşamıştır. Cezaevine düştüğünde Mazlumun yanına bile yaklaşmak istememişti, Mazlumu her gördüğünde büyük bir eziklik içinde olmuştu. Hele Mazlum şehit düştükten sonra ise bu yaşam nasıl bir yaşamdır, diyerek kendisinin yaşamasını kendisine bir eziyet, bir haksızlık olarak görmüştür. Mazlum arkadaşı kaçırtamadım, şehit düştü diye kendisini sorumlu görmüştür. Bu sorumluluk onun halka, örgüte ve yoldaşlarına karşı sorumluluk duygusudur. Yaşamında esas aldığı eksen her zaman bu olmuştur. Akif militanlılığı, partililiği derken bunu kastediyoruz. Akif hala örnek bir partililiktir. Bir PKK militanı, özgürlük militanı nasıl olmalıdır, diye sorulursa Akif’in yaşamını bir kitap gibi okuyup, öğrenilebilir. Akif’in bu onurlu partili duruşunu zamanı geçmiş şeyler olarak mı göreceğiz, bunları değersiz şeyler olarak mı göreceğiz? Biz Akif de somutlaşan değerlere mi bağlı kalacağız yoksa sistemin verdiği etkilerle mi yaşayacağız? Cezaevinde baskıların en fazla yoğunlaştığı, işkenceyle insanların itirafçılığa zorlandığı bir dönemde Akif’e de zor, şiddet ve baskıyla pişmanlık, itiraf dayatılıyor. Akif ise ben anamla zina yaparım ama sizin bu dayatmalarınız

  77. su anda ben de efelere katılmak için can atan tunceli ovacık j.i.k te görev yapmıs bir askerim.hiç para vermesinler evimden para ister yinede orada görev yaparım.çünkü dagdaki 4 ermeni köpeği çapulcunun hakkından anca böyle gelinir.Ayrıca KAHRAMAN TÜRK ORDUSU HAKKINDA YORUM YAPMAK HİÇBİR ÇAKALA DÜŞMEZ.

  78. asalanın başarısız olmasıyla ermeniler farklı bir taktik uygulamaya karar verdiler. Maşa kullanıcaklardı, Guney doğudaki cahil insanlarımızı kurdistan vaatiyle kandırarak.
    aptullah ocalan o sıralarda mit in universitede adamıydı ermeniler tarafından pkk orgutunu kurması için maddi ve manevi destek verdiler. Nitekim orgutu kurdu ve bu orgute turk duşmanı tum avrupa ve amerika desteğini verdi cunku Turkiye tekrar guclene bilirdi. Osmanlının torunları olarak bizden korkuyorlar. Ayrıca bolunmuş parcalanmış bir mileti somurmek kolay. Guclu bir ulkeden hicbirşey alamazlar ancak verirler ayrıca bu terorisler bu topraklarda kurdistan diye bir devlet kuramıyacaklarını gormuyorlarmı. imkansız ama var sayalım kurdular onları kim koruyacak ermenilerden ayrıca bu topraklar içinda yahudilerinde pilanları var hangi birisiyle uğraşabilirler bu teknoloji çağında bu kadar cahil nasıl olabiliyorlar. Ülkemizde turk kurt ayrımı diye bir şeyde yok. Turkude Kurtude aynı haklara sahipler. insanları bolmeye kalkarsan kurtleride bir cok parcaya bolebilirler . ama Türkiye asla bölünemez…..

  79. ZAMANINDA BENDE EFE OLDUM EFKAN CENGİZ,İ TANIDIM ALLAH RAHMET EYLESİN HARİKA BİR İNSANDI MEKANI CENNET OLSUN EFELERİ TARİF ETMEK LE ANLATAMAM KISACA YA EFE OLUN YA EFENDİ OLUN AKSİ HALDE EFELER AKLINIZI ALIR AMA MERMİYLE ALIR UZATMAZ………………..EFELERE VE BASYAN GAZİSİ HALİL,E SELAMLAR,,,UNUTULMADINIZ…..

  80. selam ben fatihler özel harekatta görev yaptım.her özel harekat vatanı için vatanın namusu ve bekası için görev yapar.bunu sorgulayanın aklından da türklüğündende şüphe ederim.bukadar

  81. arkadaslar efelermı var sadece:)bende metelerde gorev yapıyorum cekısmeye bakılırsa turkıyenın birinci j.ö.h taburu metelerdır ama gel gorki amacımız bır sevdamız bır ulkemız bır bayrağımız bir efelerdekı silah arkadaslarıma basarılar Allah utandırmasın sevgi ve saygılarımla

  82. merhaba arkadaşlar bende 71e4 efeler grubunda görev yaptım bütün türk askerinin gözü karadır amma efelerin aldıgı egitim ve yaptıgı görevler cok acımasızdır hiç bir görevi kulak arkası yapmaz her türlü görevi kanının son damlasının aktıgı zamana kadar savasmayı görev bilir herkese saygılar

  83. herkeze slm yuksekovada askerım efeler duyan coktur ama yasayanı azdır nys oralarıda gorduk ya sonumuz hayır olsun efeler gorunmez yasanır tabı bılene

  84. Hz.Muhammed’in övdüğü TÜRKLER
    YA ALLAH,BİSMİLLAH,ALLAHUEKBER

    İSLAM RUHUMUZ,TÜRKLÜK BEDENİMİZDİR

    ASYA KITASI VE ORTA DOĞUNUN VE DE TÜRK DÜNYASININ İSLAM KALESİYİZ….
    BU KALEYİ,BİZANS YIKAMADI
    BU KALEYİ,RUSYA YIKAMADI

    BU KALEYİ FRANSA YIKMAK İSTEDİ,KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN,KRALA MEKTUP YOLLADI…FRANSA TAM 100 YIL BOYUNCA SESİNİ ÇIKARAMADI

    BU KALEYİ ÇİN YIKMAK İSTEDİ,BİR BUÇUK MİLYAR NÜFUSUM VAR,ASYA KITASINA HÜKMEDECEĞİM DEDİ,

    VE İNANILACAK GİBİ DEĞİL,ÇİN MÜSLÜMAN TÜRKTEN O KADAR KORKTU Kİ,3 KITAYA HÜKMEDEN TÜRKE KEFEN BİÇMENİN BÜYÜK BİR HATA OLDUĞU ANLADI…

    VE İNANILACAK GİBİ DEĞİL…O KORKUYLA O KOSKOCA ÇİN SEDDİ 2 GÜN İÇİNDE YAPILMIŞTIR

    TÜRK’ÜN BOYNU EĞİLMEZ,TÜRK’ÜN ELİ KIRILMAZ,TÜRK’ÜN KALESİ ALINMAZ
    BİR DEFA KALKAN BAYRAK BİR DAHA YERE İNMEZ

    TÜM DÜNYA GELDİ BÖLEMEDİ BU VATANI,ÇETELER Mİ BÖLECEK BU TOPRAKLARI

    KÜRŞAD’IN NARASIYLA İNDİK TANRI DAĞINDAN
    RUHUMUZU KANDIRDIK ORHUNUN KAYNAĞINDAN
    BU KAYNAKTAN İÇENİN YÜREKLERİ TUNÇ OLUR
    TÜRK’E KEFEN BİÇENİN ÖLÜMÜ KORKUNÇ OLUR

  85. Efeler timi hayalet bir TİMDİR HERYERDEDİR HERAN HERYERDE EN PİSLİK mekanlarda karşınıza bu hayalet tim çıkabilir

    emekli olan ast subay ve çocukları bu hayalet tim doğrultusunda belirli yerlere yerleştirirlir

    bunlar yapılan yorumlar asker bu konuyla ilgili bir açıklama yapmıyor doğrulamıyor ancak yalanlamada yapmıyor bu tutum kafaları karıştırıyor

  86. 2005_2007 metelerde görev yaptım Güney Doguda ŞIRNAK’TA METELER DEN BAŞKASI YALANDIR HELAL OLSUN SİZE SEVGİ SAYGILARIMLA

  87. TUNCELİ ÖZEL HAREKAT TABURU 2 C TİMİ

    C TİNİ OLMAK BİR YARICALIKTI. AYRICA KİM EFELERİN VAR OLMADIĞINI SÖYLERSE YANILIYORDUR. EFELER VARDIR, AYRICA EFELERE İNANMAYANLAR, DAĞLARDA BİZİ YANLZ BIRAKMAYAN ŞEHİTLERİMİZE DE İNANMAZLAR. CANLARIMIZ BİZİ HİÇ YANLZI BIRAKMADILAR. HEP UYARDILAR. BU YAŞAYAN BİLİR.. ALLAHA EMANET 2/4 C TİNİ EDİRNELİ GÖKHAN

  88. hepsine güvenimiz sonsuz azrailin yüksekova şubesi efeler özel harekat tüm askerler güvenimzi var

  89. özel kuvvetler taburları, 90 lı yıllarda hep lakaplarıyla anıldı. efeler, çekirgeler, kasaplar, cak’lar, ssk lar gibi lakaplar, güneydoğu anadolu bölgesinde iç güvenlik görevleri icra eden bazı taburlara verilmiştir…bu taburların görev yaptığı dönemde güneydoğuda büyük fırtınalar kopmuştur…bu birlikler birer efsane olmuşlardır..ancak, zaman içerisinde, bu birlikler, yoğun personel değişimi ile pasifize edilmiştir..eğer bu birlikler göreve devam etseydi, güneydoğu şimdi çok farklı olabilirdi..o taburlar, birer efsanedir, ve her bir personeli, gerçek birer kahramandır…

  90. efelerde askerlik başkadır arkadaşlar efeler vardır.2002-2003 yıllarında görev yapmıştım.hatıralarla doludur efeler taburu güzel günler geçirmiştik.şenolun dedigi gibi efelerde askerlik yapanların toplanaca bir site olsa güzel olurdu.tüm 82/1 selamalar

  91. Diyarbakır roketlerden kardaşımız efelere selam olsun.bizler akıncı kanı damarlarında kaynayan türk evlatlarıyız bu vatana başımızı koymusuz gerekirse kanımızı döker kan dökeriz bu böyle gelmiş böyle gidecektir vatanına boynunu bukmeyenin boynunu kırarız allaha emanet olun kardaşlarım

  92. BURASI TÜRKİYE;BİZDE TÜRKÜZ TÜRK!BU MEMLEKET BİZİM BU VATAN BİZİM BU TOPRAKTA DOĞDUK BU TOPRAKTA BUYUDUK.1071 DE MALAZGİRT’TEN BİR GEDİK ACIP GİRDİK.BU TOPRAĞA VATAN DEDİK.BEDELSE BEDELİNİ ÖDEDİK.BU MEMLEKET BİZİM BU VATAN BİZİM!TÜRKİYE YE NEDEN TÜRKİYE DENMİŞ?BU İSİM BU YURDA GÖKTENMİ İNMİŞ?DEMEK Kİ APACIK BEDEL ÖDENMİŞ…BU MEMLEKET BİZİM BU VATAN BİZİM! BEDELİ SAYISIZ ŞEHİT OLMUŞ CAN OLMUŞ BEDELİ BAYRAĞI AL YAPAN KAN OLMUŞ. NE İSTERSE VERDİK BİZDEN BU VATAN!BU MEMLEKET BİZİM BU VATAN BİZİM! LAZDA BENİM CERKEZDE BENİM BUNLAR AZA. BUNLAR EL KOL TÜRK!BEDEN..AĞZI OLAN KONUŞMASIN BİLMEDEN.BU MEMLEKET BİZİM BU VATAN BİZİM. MÜLAİM BULUPTA TÜRKTEKİ HUYU KUYU KAZMASINLAR ARDINDAN KUYU.KABARMASIN TÜRK’ÜN AYRANI SUYU.KİMSE ŞAŞIRMASIN KİMSE ŞAŞMASIN.BAĞRIMDA BARINAN YILANLAŞMASIN.TÜRKİYEDE TÜRK!ÜN SABRI TAŞMASIN.BU MEMLEKET BİZİM BU VATAN BİZİM.BIRAKIN YILANI EN KÜÇÜK BÖCEK.BU TOPRAKTA YAŞIYORSA BİLECEK TÜRKİYE TÜRKLERİN YURDU DİYECEK.EY ARİF BAĞZISI DEMİYOR AMA???DER KARDAŞ DER!ETME HİÇ DÜŞME GAMA.SEVE SEVE DEDİRTTİRİRİZ ADAMA BUDA ARMAĞANIM OLSUN EFELERE

  93. gurur güven ani karar verebilme yeteneği ile düşman hava ve arazinin doğurabileceği mustakil engelleri yenerek dayanan önderlik eden ve başarı gösterebilen mümtaz bır askeri birimdir .EFELER

    1. efe 41 efe 40 satırlarını okudum dallı tepe,alibogazı,alınyazı,tendürek,fındık,çakırsöğüt,dedeören,vank vadisi,malabadi köprüsü. film şeridi gibi geçti gözlerimden.badi kendine iyi bak TÜRKİYE,nin efeleri 1000 yıldan beri buradaydı hiç yaşanlar hayalet olurmu söylesene badi

  94. jöh tb komutanlığı mensubu olmaktan gurur onur ve şeref duyuyorum biz perihanı çobanpınarı güllüceyi alanı esendereyi üzümlüyü üzümcüyü beyaztaşı kartepeyi hakantepeyi ve bunun gibi bircok karakolumuzu köpek soylarına bırakacak değiliz sınır namusumuzdur.

Yorum bırakın